Haftanın notları: Çocuk değiliz!

Toplumca "çocuksu" yanlarımız var; doğru! Küskünlük, küslük; hızla gelip geçen coşku ve kayıtsızlık halleri, masalcılıklar, sözle büyülenmeler, hayalcilikler vesaire... Ama çocuk değiliz. Bir kez daha anladık, altını çizdik. İş ciddiye bindiğinde... Bu toplumun geniş bir kesimi boş söze değil, adama ve eyleme bakar. Bir siyasi yapı kendini ısrarla "halkçılık" projesine dayandırıyorsa, ciddi bir eksiği var demektir... Halktan uzak olmasa, hatta halk olsa niye "halkçı" olmaya veya öyle görünmeye çalışsın, değil mi ya! Umutsuz ve umarsız bir hâldir. Yıllarca bunu anlatmaya çalışmıştık. 14 Mayıs sonrası, iki gün içinde gerçeği ortaya seriverdiler. Halktan uzak olmak ne kelime, basbayağı nefret ediyorlarmış. Meğer aylarca dişlerini sıkıp halkın yüzüne gülmüşler, şimdi tepelemek istiyorlar. Bir de herkesi kendileri gibi sanmaları var ki, vah vah! Hatay Defne'de Erdoğan 45 günde hastane inşa etti. CHP yüzde 50, TİP yüzde 28, AK Parti yüzde 5.7 oy aldı orada... Ama AK Parti'yi desteklemiş kimsenin aklından Defne'nin depremzede halkına veryansın etmek gelmedi. Gelmez de... İki kesim arasındaki zihniyet farkını anlamayanlar, ülkeye ve geleceğine dair hiçbir şeyi anlayamayacaklar. Bir de inkârcılar var... Sokakta, işyerinde, sosyal medyada hakaret üzerine hakaret yağdırdılar depremzedelere... Şehirlerinden kovmaya kalktılar. "Utanmıyor musunuz" diyorsunuz... Laf kalabalığıyla geçiştiriyorlar. Eh anlaşılır! Hatırlayın, büyük sanatçıları "Akşener'in üzerine