Gerçeğin şafağı

Katil Netanyahu, Gazze'ye saldırmadan önce ne demişti, hatırlıyorsunuzdur: "Öyle bir karşılık vereceğiz ki, Ortadoğu'yu değiştireceğiz."
Aklında belli ki sünepe Arap devletleri ve büyük jeopolitik hesaplar vardı.
Şimdi hiç hesapta olmayan bir sonuçla karşı karşıya...
Dünya değişiyor.
Yeryüzünün bütün sokaklarının nabzı Filistin'den yana atıyor.
Asıl önemlisi de...
"Global Batı"nın merkezindeki zihinsel değişim ve gözlerdeki perdenin kalkması...
Yasaklar, sosyal medya sansürü, sağanak yağış, şu bu...
Hiçbir engel insanların Gazze için sokağa çıkmasını durduramıyor.

Gözlerdeki perde...
Neydi bu
Mesela derine işlenmiş bir korku...
1950'lerden beri NATO ülkelerinde hemen bütün kuşakların zihinlerine yerleştirilmiş "Gazze'yi, Filistin'i savunurken acaba anti-semitizm yanlışına düşer miyim" korkusu...
Alttan alta bir tehdit aslında ve şu teze dayanıyor: "Demokratik görünmek için veya insancıl gerekçelerle Filistin'i savunabilirsin ama asla İsrail'in varlık hakkını reddetme ve onu bir işgalci olarak gösterme!"

Uzun bir sürecin henüz başlarındayız...
Kriz, hegemon devletlerin kanına yerleşmiş "Büyük İsrail"in ortaya çıkmasına yol açtı.
Dijital teknoloji, eğlence endüstrisi ve hayat gailesi ile sersemletilmiş kitleler sarsıldılar ve kendilerine geldiler.
Sonuç
Madalyonun öteki yüzü de görünmeye başladı.
İspanya'da; İngiltere'de, İtalya'da insanlar "