Cumartesi Notları: Hesabı ödeyinceye kadar mola!

Ahlaksızlık, numaracılık, çürümüşlük... Hiç başka tarifi yok! Ya da ruhen çoktan sömürgeleştirilmişler. İlle de istediler ki, Cumhurbaşkanı o otobüslere binip Kraliçe'nin cenaze törenine katılsın. Katılmaması devlet idaresi adına garabetmiş! Hadi oradan!.. Katılsaydı ağır biçimde eleştireceklerdi, "İşte skandal görüntüler" diyeceklerdi; bu fırsatı da kaçırdıklarına yanıyorlar. Bizim medya pandemide DSÖ'ye bağlandığı gibi, Ukrayna krizinde de genel olarak Kiev'e bağlanmış görünüyor... İçerideki Rusya ajansları ve haber odakları da "komünizmin yeniden canlandırılmış hücreleri" gibiler. Yani sokaktaki insan için hakkıyla "ne olup bittiğini" algılamak zor. Batı'da ise geniş kesimlerin zihinsel tasavvuru Londra'nın Ukrayna politikasına esir halde. (Almanlar bundan huzursuz ama umursayan var mı) Geri kalanlar da "kıyamet" senaryolarıyla meşguller. Putin'in nükleer tehditleri mesela Michael Synder'ın dini referanslara dayanarak yazdığı "Seven Year ApocalypseYedi Yıl Mahşer" kitabına epeyce rüzgâr yaptırıyor. Otoyollarda mola yerlerine uğrarsanız, ekonomik kriz çoktan buharlaşmış sanırsınız... Starbucks'lar önünde kuyruklar, alelacele sofraya köfte veya kebap getiren yerlerdeki izdiham, kestane şekercilerinin (fiyatlara bakılırsa mücevher gibi bir şey olmuş bu lezzet bombası) müşterileri falan... Geçmiştekinden tek fark, hesabı ödeyen aile babalarının otolarına kadar sersemlemiş halde yürümeleri