Refet Kavukcu'nun ardından... Nur'un Sanatkarları nerede

Nur'un Ressamı ve Sanatkarı Refet Abiyi Rahmet-i Rahman'a uğurladık.Bu dünyada vazifesini tamamlayıp tablolarda çok tasvir ettiği hayat yolculuğunun çok önemli bir safhası olan berzah âlemine göçtü. Üç-dört ay önce bir grup arkadaş ile kendisini Erzincan'da evinde ziyaret etmiş hayır duâsını almıştık. Cenab-ı Hak (cc) gani gani rahmet eylesin. Refet Abi bilindiği gibi, Risale-i Nurlar'daki iman ve Kur'ân hakikatlerini harika bir tarzda tablolara aktarabilen bir sanatkârdı. Kur'ân-ı Kerim, kâinatın yaratılışından kıyamete, sudan hayata, topraktan canlıya, doğumdan ölüme, dünyadan ahirete tasvirden tefekküre her şeyin hakikatının âyetlerle, kelimelerle hatta harflerle bir nevi ifadesidir. Onun tabloları da âyetlerin ve tefsiri olan Risale-i Nur'un kavrayabileceğimiz ebatlarda çizgi ve renklere dönüştürülmüş şerhleri ve izahları idi. Bediüzzaman Hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'in ne kadar muazzam ne kadar kapsamlı ve ne kadar yüksek hakikatlere sahip olduğunu izah ederken delil olarak "hakkında yazılan yüz binler tefsir"i gösterir. Tefsiri bir tarza münhasır kılmak hatadır. Yunus Emre'nin, Baki'nin, Galib'in baki kalan bir şiiri de ya bir âyetin veya bir hadisin tefsiridir diyebiliriz. Gerçekten de bugün bir kitap, bir fikir akımı veya kişinin ehemmiyeti ve tesirini ölçmek ve bilgi sahibi olmak için dikkate alınan en mühim kriterlerden birisi de hakkında yazılan kitap, makale, şiir, resim, şarkı-türkü ve diğer sanat faaliyetlerinin kapsamı ve farklı tabakalardaki derinliğidir. Biz buna sadece kitabın değeri ya da tesiri demek yerine "kitabın takipçilerinin gayretini" ilâve edelim. Yani eksik bizde. İçinde olduğumuz hazineyi etrafa takdim etmede hazinenin büyüklüğü nisbetinde zaaf içindeyiz. Kur'ân, toplumun tamamına hitap eden ve iki cihan saadetini temin eden muazzam bir kitap. Bilindiği gibi belâgat en önemli mucizelerinden birisidir. İhtiyaca göre sanatlı hitap belâgatinin gereğidir. İnsan sadece kalpten ibaret olmadığı gibi idrak ve algısı sadece söz ve yazı da değil. Kalp ve akıl, Kur'ân-ı Kerîm ve kâinat kitaplarında sayısız sanatlarla ziynetli ses, görüntü ve renklere açık binler pencereleri olan bir saray gibidir. Hususan bu zamanın insanının, kâmil imanı elde etmesi ve muhafaza etmesi için bütün bu duygularını tatmine şiddetle ihtiyacı vardır. Bu zamanı eski zamanlarla karıştırmamak gerekiyor. Son üç-beş senede üretilen sinema, tiyatro, video, müzik, resim, fotoğraf, gazete, kitap, dergi, makale ve elektronik bilgi neredeyse insanlık tarihinden bu yana üretilenden daha fazla. Bütün bu atmosfer ile çepeçevre kuşatılmış bir insanlıktan bahsediyoruz.