Bediüzzaman, adalet ve demokrasi

Bediüzzaman Hazretlerini vefatının yıldönümünde hürmetle yad ediyoruz. Onu anlayabilmek için çağımıza ve geleceğe bakmalıyız.İnsanlık son birkaç asırdır büyük değişimler ve dönüşümler yaşamıştır. Bin yıldır beraber yaşayan milletler milliyetçilik yada ırkçılık rüzgarı ile dağılmıştır. Liberalizm ve serbestiyet, sosyalizm ve komünizm, cumhuriyet ve demokrasi, hürriyet ve eşitlik gibi kavramlar dünyayı etkilemeye başlamıştır. Sanayi toplumu ile yeni problemler ortaya çıkmıştır. Dünyadaki bu krizler maalesef İslam alemi ve Türkiye'de her zaman daha derin olmuştur. Dikkat çekici bir husus ise bunların büyük ekseriyeti yeni kavramlar ve yeni problemler olması sebebiyle geçmişteki İslam alimleri bu konulardan bahsetmemişlerdi. Bediüzzaman Hazretlerinin böyle bir zamanda Kur'an'ı tefsir etmeye başlaması çok önemlidir. Burada en önemli husus adalet ne kadar önemliydi ve nasıl sağlanacaktı İnsanlık tarihi de bir nevi adalet ve demokrasi arayışıdır. Semavi kitaplardan, Babil ve Roma'ya, Amerikan Bağımsızlık bildirisine ve Fransız İhtilaline kadar hep adalet, hak ve hukuk ve ilahi haklar vurgusu vardır. Şüphesiz en çok merak edileni bu meselelerde Kur'an ne diyor Bu zamandaki tefsiri Risale-i Nur veya Bediüzzaman Said Nursi bu zamandaki ifadelerle ne diyor Bediüzzaman Hazretleri; "Kur'an'ın dört temel maksadından birisinin adalet" olduğunu beyan eder. Ayrıca "Şeriat aleme gelmiş ta istibadı ve zalimane tahakkümü mahvetsin." der. İlaveten "riyaset-i şahsiyenin aleyhindeyim" diyerek "tek adam" idaresinin tehlikelerine dikkat çekmiştir. Yine eserlerinde "Asya'nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır" diyor. Kur'an'ın şura ayetini tefsir ediyor. Birçok eserinde ailede, okulda, işyerinde ve devlet idaresinde, devletler ve milletler arası münasebetlerde meşveret, adalet ve demokrasinin geçerli olması gerektiğini ve insanlığın mutluluk ve saadetinin ancak bunlarla mümkün olduğunu ifade eder. Bugün için Birinci ve İkinci Dünya Savaşı tecrübelerinden, Sovyetlerin dağılması veya komşu ülkelerdeki iç savaşlardan sonra demokrasi ve hürriyetleri savunmak kolay. Bediüzzaman Hazretleri ta yüz küsur sene öncesinden hakikatı görmenin