Bir avuç toprak!..

Zor günler yaşadık, pandemi geçirdik, sayısız hayatı kaybettik, ölümle çaresizlikle yüzleştik. Paranın, makamın, malın hiçbir anlamının olmadığı tokat gibi çarpsa da yüzümüze ne gerçeği idrak ettik ne de hırslarımızdan, hasetten, oyunlardan vazgeçtik!.. Tolstoy'un "İnsan Ne İle Yaşar" adlı kitabında Çiftçi Pahom'un hazin ve ibretlik hikâyesi vardır. Belki bize bir şeyler hatırlatır; Sıradan kendi hâlinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır Uzak bir yerlerde, cömert bir baronun karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için barona gidip talebini iletir. Gerçekten de baron herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir. Pahom'a "Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin. Fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım" der. "Yoksa bütün hakkını kaybedersin!.." Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez. Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir takati Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom'un burnundan kanlar