Haliliye mesleği

Bediüzzaman Risale-i Nur talebelerinin mesleğini bir cihette "Sahabe mesleği" diğer cihette ise "Haliliye mesleği" olarak vasıflandırır.Risale-i Nur mesleği imana hizmet noktasında "Sahabe mesleği"dir. İmanda terakki ve tekâmül cihetinde ise "Haliliye mesleği"dir. Hz. İbrahim'i (a.s.) Allah kendisine dost edinmiştir. "Halilullah" olmuştur.1 Allah'ın muhabbetini kazanıp O'na dost olmak gibi bir unvanını kazandıran sır Hz. İbrahim'in (a.s.) "Tefekkür" yolu ile Allah'ın birliğine ulaşmış ve tevhitte terakki etmiş" olmasıdır. İbrahim (a.s.) yıldızları, ayı ve güneşi görerek bunlar ile Allah'ın birliğine ve ebediyetine istidlal yolu ile ulaşmak istemişti. Fakat fani varlıkların ve sebeplerin hiçbir tesirinin olmadığını idrak ederek Allah'a tam bir iman ile teslim olmuştu.2 Daha sonra haşir ve ahirete, öldükten sonra dirilmeye de istidlal yolu ile hakka'l-yakîn mertebesinde kalbin tatmini ile tam teslim olmak için Allah'a şöyle münacatta bulundu: "Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster." Yüce Allah ona "İnanmıyor musun" diye cevap verdi. İbrahim (a.s.) ise "Bilakis inancımı delillerle kuvvetlendirmek ve kalbimi tatmin etmek istiyorum" şeklinde cevap verdi. Yüce Allah da ona "Öyle ise dört kuşu al ve onları kendine alıştır. Sonra onları öldür, parçala ve karıştır. Sonra her bir parçasını bir dağın başına bırak ve isimleri ile kendine çağır. Bak nasıl uçarak sana geleceklerini gör" buyurdu.3 Bu ayet İbrahim'in (a.s.) zamanın şartları ve anlayışına göre tevhit ve haşre istidlal yolu ile nasıl ulaştığını göstermesi açısından çok mühimdir. Bediüzzaman'da İbrahim'in (a.s.) yolundan giderek tevhit ve haşre dair bütün meseleleri akıl ve istidlal yolu ile ispat ederek ortaya koymaya çalışmıştır. Bu nedenle Risale-i Nur mesleğinin "Haliliye mesleği" olduğunu anlıyoruz. Halil; yakın dost demektir. Bu sıfat da Halîlullah yani Allah'ın dostu mânâsında İbrahim (a.s.)'e verilmiştir. Öyleyse Halîliye mesleği Hz. İbrahim (a.s.)'in mesleğidir. Ve Allah'a dost olmak demektir. Hıllet ise Haliliye kelimesi ile aynı kökten olup can-ı gönülden ve samimi olarak dost olmaktır. İmâm-ı Rabbânî, "Hıllet makamı, asâleten İbrâhim (a.s.)'e mahsûstur" der. Çünkü Allah'a dost olabilmenin sırrına ermiştir. Halîliye mesleğini, Hıllet meşrebini yaşayanlar Sahâbe-i Kiram'dır. Allah'a dost oldukları gibi hılletin gereği olarak birbirleriyle de en yakın bir dost ve fedakâr arkadaş olmuşlar. Birbirlerinin acı ve tatlı günlerinde beraber olmuşlar. Onların