Zafer anıtı

ÇOCUKLUĞUMUN Ramazan'larını hatırlıyorum. Geçmiş zamanın masumiyetini şimdiki zamanda bulamadığım için eskiyi özlüyorum. Sokaklarda oynarken iftar topunu bekleyen ve nefes nefese eve koşan çocukları, Ramazan sofralarını, paylaşılan sefaleti, bölüşülen ekmeği. İstanbul'a gurbetten gelen insanların üzerindeki memleket kokularını. En çok da onurlu insanları. Anlattığım yer İstanbul Yenikapı'da bir gecekondu mahallesi. Paranın az olduğu insanlığın çok olduğu tertemiz yıllar. Sihirli bir sıcaklık kaplardı her yeni. Fırınların önünde pide kuyrukları. Aldığı pideyi göğsüne yapıştırıp kokusunu içine çekmek, en yoksul insanların bile hayatında mevcuttu. O zamanlar sükseli restoranlarda, lüks otellerde iftar vermek diye bir moda yoktu. İftarı vereceksen ihtiyacı olana vereceksin, iş bağlantısı kurmak istediğin kodamana değil. Bu gece iki ayrı resim düşünün. Birinde kocaman sofralarda pastırmalar, hurmalar, kuru incirler, peynirler, ballar kaymaklar. Sükseli bir kase içinde çorbalar dağıtılmaya başladığında oruç açılırken, onların gözleri bile doymaz. Diğer resimde bir çorba, yanında pilav ya da makarna ve üzüm hoşafı. İftarın en gerçek hali. "Ey güzel Allah'ım senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açıyorum." Açlık sessiz bir çığlıktır ama insan olan duyar ve ciğeri yanar. Çok mu zordu aç insanları doyurmak, çuvalla parası olup doyurmayanları gördüm. "Ne yapalım herkes kendi kaderini yaşıyor" diyen sonradan görmelerin, yoksul insanlara nasıl iğreti baktıklarını gördüm. Yerin dibine girmesi gereken insanların sırf parası var diye el üstünde taşındığını gördüm. Çocukluğumda böyle görmemiştim. Bir şeylerin yokluğunu sorgularken, güzel insanların varlığını hissetmek de güzel. Onlar hayatın kuytu köşelerinde. İnsanların birbirine güvenini yitirdiği günlerde bile Tanrı misafirlerine kapılarını açık tutuyorlar. Onları istediğim zaman görebiliyorum. Bu gece "Allah olmayanlara da versin" diyerek oruçlarını açarken, çaylar demlenecek. Her yıl biraz daha kirlenin dünyanın geleceği için iyilikler gönderilecek evrene. Sohbetlerde eski ramazanlar anlatılacak torunlara, emekle örülen yollar. Anılarında yer eden o tertemiz yıllar! O yüzden diyorum ki; "onurlu insanlar hayatın zafer anıtıdır." "Başkaları aç yatarken