Saygınlık!

GEÇEN haftaki "Vicdan kargo" başlıklı yazımı okuyan orta yaşlı bir adam parkta yanıma geldi. "Hakkı Bey siz politika yazsanız fenomen olurdunuz" dedi. Gülümseyerek "ben olmak bana yetiyor" diye karşılık verdim. "Politikayı sevmiyorsunuz galiba" "Gazeteciliğin ruhu vicdandır" derken "gerçek okuyucu sizden dürüst ve tarafsız olmanızı ister, gerisi önemli değil" dedim. Politikada inandığını yazanlara duyduğum saygıyla, sistemden nemalananları ayrı tuttum. Yerde bulduğumuz gazete sayfalarını okuduğumuz yılları anlattım adama, geçmişte bu mesleğe duyulan görkemli saygıyı. Popüler olmanın inceliklerini öğrenenlerin, insan olmanın önceliklerini yok saymasına mahsuben, "odalarını şarap mahzenlerine çeviren yayın yönetmenleriyle, duvarlarını magazin hoppalarıyla süsleyen sonradan görmelere iyi bakın" dedim. Adam gülünce ben klasik kitaplara olan merakıma mahsuben aynı cümleyi dile getirdim. "Bir gazetecinin milyon dolarları olamaz, varsa her şeyini satmıştır!" Onların sorgulanması gerektiğini de cümlemin sonuna çengelli iğneyle tutturdum! Nur içinde yatsın sanatçı Kayahan'la ölmeden birkaç yıl önce bir röportaj yapmıştım. "Delikanlı olsan hangi hatayı yapmamış olurdun" soruma "delikanlılık adına hata yapmadım" diye karşılık vermişti de "gazeteci olsan hangi sorunla uğraşırdın" sorusuna harika bir cevap almıştım. "Tabiatın ve insanların yoksulluğunu irdeler, bunlara yardımcı olmaya çalışırdım." Bende soru çoktu onda yanlış yoktu. Bu kez "hiç tetik çektin mi" diye sormuştum ve yine sanatçı ruhuna yakışan bir cevap; "kalem tutan eller silah kullanmaz!" Kalemlerin teknolojik klavyeye yenildiği yıllar gazeteciliğin dil değiştirdiği yıllardır. Ahlaki değerlerin zerre kadar sorgulanmadığı sosyal medya mezbahalarında istemediğiniz kadar fenomen var. Bir yanda züppelik ve sosyeteye duyulan özlem, öte yanda aç ve açıkta olduğu halde başkalarının hayatlarına meraklı olanlar. Bütün mesele; "bugün kim ne yemiş, kim ne giymiş" "Dayatılan fenomen yaratma merakı" hızla amacına ulaştı. Bizler para sesiyle değil çocuk sesleriyle büyüdük. Hiçbir şeyi