Kimsesiz!

BİR kadın parkın orta yerinde yediği pizzanın kutusunu yere attı ve hiçbir şey olmamış gibi gidiyordu ki durumu gören yaşlı bir adam arkasından bağırdı, "pardon bir şey düşürdünüz!" Bir kadından beklenmeyecek kadar kaba bir karşılık; "sen de eğil al." Böylesine terbiyesiz bir tavra "pardon" dedi adam, "yere attığınız kabalığı eğilip alamayacak kadar yaşlıyım!" Kadın terbiyesizliğini ikiye katladı; "o halde her şeye burnunu sokma!" Üstü başı bakımlı, okumuş havalarda 50'li yaşlarındaki kadın, yanındaki diğer kadınla gevrek gevrek güldü ve gitti. İnsanlık yedi kat yerin dibindeydi artık, erkeği de kadını da aynıyken. Ben adamın yanına gittim, "bu şehir sizin gibileri kabul etmiyor" dedim. "Olsun" dedi, "ben onun attığı kutuyu yerden alabilirim ama onlar yere düşürdükleri insanlığı bir daha ayağa kaldıramaz!" "Bunları ölüm bile terbiye etmez" dedim duymazlıktan geldi, sinirden dudakları kurumuştu, elindeki pet şişeden bir yudum çekti. Benden birkaç yaş büyüktü adam ya da öyle gösteriyordu, gün görmüş bir hali vardı. Bir ilaç fabrikasından emekli olduğunu öğrendim, arkadaşıyla buluşmaya gelmişti Eski günleri konuştuk da öldürülen terbiyenin yaşatılan terbiyesizliğin sebebi olduğu konusunda buluştuk. Adam eşini üç yıl önce kaybetmiş, boşanmış kızı ve üniversite mezunu torunuyla birlikte yaşıyor. "Aslında geceleri seviyorum" dedi, güneş battıktan sonra deniz kıyısına gidip gökyüzündeki yıldızları izliyorum. Belki bir yıldız kayar da dileğim yerine gelir diye." Dileğini sordum, "torunuma iş istiyorum" diye karşılık verdi. Aramızda soru cevap konulu çaresizlik filmden replikler okundu. "Şu anda ne yapıyor torunun" "Gitgide uzaklaşıyor kendinden!" Arkası sağlamdı acılarının; "gözüne girmeyen uykulardan koleksiyon yapıyor." O sırada adamın arkadaşı geldi, ben onları yalnız bıraktım. Galiba hep yalnızdı adam! Eminim ki kimsesiz!