Direniş

ESKİDEN okuyanlar bilir, çocuklara hayal satan nostaljik bir dükkanım vardı teknoloji yüzünden kapattım. Ya da çocuklar gözünü açtı, siyah beyaz hayallerin hükmü kalmadı. Eski kuruşları görmek isteyen çocukların dedelerindeki duruşları unutmamış olmaları gerekir. Ya da metrobüste büyüklerine yer vermekten vazgeçmemiş olması! Z Kuşağı diye bir şey üretildi, yanına Y kuşağı belki V kuşağı. Hepsinde depresyon tavan, anksiyete krizleri üst düzey umut karaborsada! Benim krallığım 68 kuşağı. Boğaziçi Üniversitesi 4 öğrenci kokain alemi düzenliyor da içlerinden biri aşırı dozdan ölüyorsa, uyuşturucu kültürünün hangi seviyeye taşındığını söylemeye gerek yok. Onların ilham perileri de sosyetik dizilerin ünlü yüzleri! Geçenlerde bir okuyucum alışveriş merkezinde beni tanıdı yanıma geldi. "Son zamanlarda yazılarınızda karamsarlık sezinliyorum" dedi. Cevabım netti. "Beynimizde çok kullanılmış hücreler işi alışkanlığa dönüştürüyorsa, hakimiyet kayıtsız şartsız mutsuzluğun!" Adam gülümserken noktayı koydum. "Ama hak ettiğim eleştirileri de gülümseyerek kabul ederim." Hayatta hepimiz yolcuyuz. Arkadan gelenlere saygı duyuyorsan kenara çekileceksin. Karşıdan gelenlere saygı duyuyorsan geri çekileceksin. Yoksa film olsan çekilmezsin! Eşitsizliğe karşı tepkim hiç değişmedi. "Zalim bir zenginin gücünü nerede ve nasıl kullanacağı kasasındaki paraya kalmıştır" cümlesinde hukuka hakaret ettiğim varsayılırsa, lüks otomobiliyle trafikte insan öldüren bir sürücüye verilmeyen cezanın, aynı suçu işleyen gariban sürücüye verilmesini kanıt gösteririm. Son zamanlarda hastanelerle çok haşır neşir oldum da en çok organ bağışı bölümlerine takıldı gözüm. Avrupa ülkeleri organ bağışına çözümü bulmuş. "Organlarını bağışlamak istemeyenler devlete başvursun." Bu demektir ki başvurusu olmayanların organları bağışlanmıştır. Biz bunu niye yapmıyoruz acaba "Al