Vicdan!

Her hikayenin bir başı vardır bir sonu. Hikayenin sonunda Fenerbahçe ikinci olsa da mutludur, huzurludur. Tribünlerde bütünlük sağlanmış, alışılmış görüntülere ulaşılmıştır. Bunda İsmail Kartal'ın katkısı kadar, Arda Güler adlı delikanlının tribünlere yaydığı enerji de çok önemlidir. Ligi ikinci bitirmekle bütün borçlar silinmiş farz edilir ama ligin ilk yarısında ve ligin ikinci yarısının başında kaybedilen gereksiz puanların sezon sonunda aslında kaç puan ettiğini de hesaplamak gerekir. Bu da hikayenin başıdır. Çünkü ikincilik liderliğin küsuratıdır! O zaman birinci soruyu sormak gerekir; "daha önceleri nerelerdeydiniz" İkinci soru; "istediğinizde çok oldunuz da istemediğiniz zaman neden yok oldunuz" Gerçeklerle tanışmaya cesaret edemeyenler için mazereti boldur futbolun. Gelecek programın adı umut olsa da aslında niye kaybettiğini doğru anlamaktır hayat. O yüzden aynaya bakılmasını dilerim! Neyse bu yıl da böyle geçti. Gelecek sezona Allah kerim! Hafta sonunda İsmail Kartal'ın ağzından söylenmiş varsayılan ve medyada yayınlanan sözlerin Fenerbahçe tarafından yalanlandığını gördük. Yalan doğrudan artakalan değildir. Bizler "bu kapıdan giremez" denilen adamların teknik direktörlük yaptığı bir kulüpte kendilerini yalanlayanları da gördük. En kullanışlı cümleler yalanlardan oluşuyorsa, doğruların kanatlarına yazılanlar bizlerin daha çok ilgisini çekiyor. Hem medya katında! Hem yöneticilik katında! Şampiyon Trabzonspor'a gelince. Büyük umutların fırtınasıyla geçen 38 yıllık zaman içinde nice Trabzonspor taraftarı şampiyonluğun yüzünü yakından gördü ama dokunamadı. Cumartesi gecesi gururla kaldırılan şampiyonluk kupasına bakınca "beklemeye değdi" dedi. Göz kırparken projektörler aslında insanlar aydınlattı geceyi, o yüzden bütün gece şampiyonluk koktu Trabzon. Herkes öyküsünü başkalarına anlatacak kadar yakındı birbirine. Onlar hiç uzaklaşmadılar zaten. Ne liderlikten ne umutlardan!