Hesap zamanı!

Lige ara verilme mevsimine girilirken Fenerbahçe adına düşülmesi gereken dipnot: "malzemeyi bol bulunca son haftalarda yaratıcılık havada kaldı." Buna kısa devre yapmak da denir! Nasılsa her şey istendiği gibi gidiliyor zannedilirken kaybedilen haybeden puanların bedeli sezon sonunda ödenir. Bütün mesele anlayıp kabullenmek. İyi takımsın, kalitelisin ama girdapta kulaç atmayı bilen futbolculara güvenmelisin, kendini pelte gibi yere atanlara değil. Galatasaray sezon başından bu yana bilmece gibiydi de Beşiktaş ve Başakşehir gibi iki önemli maçtan sonra sihirli bir soruya dönüştü. Bu takımda diğerlerinde olmayan ne var Cevap: Bir maçın kazanılma şartlarını koşarak anlatanların durmakla kaybedecek zamanı ve puanı yoktur. Galatasaray'ın yolculuğunda en çok sevindiğim gerçeklerden biri Okan Buruk'un sırtına çevrilen okların da "yokları" oynaması! Beşiktaş ilginç bir takım, bir an geliyor yenemeyeceği rakip yok zannediyorsunuz, bir an geliyor "bu takımı herkes yenebilir" diyorsunuz. Beşiktaş adına geçmişte not ettiğim ama yine kullanma gereği hissettiğim cümlelerden biri. "Kartal asla boş manzaraya havalanmaz. Eli boş dönüyorsa ya pençelerinde sorun vardır ya gözlerinde!" Şenol Güneş'ten sonra bu sorunların giderileceğinden şüphe duymuyorum ama Valerien İsmael'in gereksiz kayıpları nasıl ödenecek onu bilemiyorum. Trabzonspor, geçen sezon aradığı hazineyi bulduktan sonra liderlikle arasına mesafe koymuş rölanti takımına dönüştü. Kaybettiği puanların kazanılma şartları da mevcuttu ama bunda takımın bindirme hızının azalmasının da etkisi büyüktü. "Abdullah Avcı faktörünün lige verilen aradan sonra kendini hissettireceği bir Trabzonspor bekliyorum" dersem, 3 puan duraklarını işaret ediyorum demektir. Ligde en ilginç takım bence Konyaspor. Çıktığı yoldan dönmesi en zor takımlardan biri olacağına