ara transferin sırtını sıvazlarken, başkanların kendi elleriyle gömdükleri bir hazine sandığıymış futbol. "Sandığımız gibi" olmasa ne yazar! Nasılsa sezon sonunda bir kazanan çıkar, çok kaybeden! Haybeden transferlerin acısı kimden çıkarsa hesabı da onlar sorsun! Vurgularımızın isabet ettiği yerlerde de varsın kırılan ayna olsun! Bırakın parayı güzel insanların bile kolayca harcandığı bir ülkede unutulanları hatırlatmak zorundayız. Eski zamanlarda kalan adaleti, zarafeti ve adamlığı mesela! Futbolun içinde "hal ve gidişin" önemi yok, o yüzden çirkinlikleri her yıl yenilenen futbolcuların varlığını savunmak edepsizliğin ömrünü uzatmaktır. Hala sahip çıkılmayan ilkeler gün gelir bütün takımı silkeler. Sonra da anlat bakalım "dış güçler masalının" bilmem kaçıncı versiyonunu! Ne yazık ki güzel düşünen insanlara değer verilmeyen bir düzenimiz var. Altınordu'yu 10 yıl aralıksız çalıştıran ve Süper Lig'in kapısına kadar getiren teknik direktör Hüseyin Eroğlu, "rekabet kulüpleri uçuruma sürüklüyor" dedi. Kim duydu da bu cümlenin içindeki karakteristik yapıya kim uydu acaba Bu ülkede altyapı uzmanı bir adamın kurduğu cümlelerin hükmü yoksa kaybedecek zaman çok demektir. Ne diyelim hülle uzmanları sağ olsun. H H H Bu sezon umutlu olduğum gerçekler de çok. Mesela Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi. Kiminle konuşsam hakkında çok güzel şeyler duyuyorum. Olumlu başlangıcın önü açıkken yapılacakları bekleyelim ve görelim. Emniyetin birçok kademelerinde müdür olarak görev yapan, futbolun içinde aktif rol oynayan yıllanmış dostum Gökhan Özsavaş Temsilciler Kurulu Başkanı olarak federasyonda görev aldı. Futbolun güzel insanlara ihtiyacı var. Fenerbahçe yarın Dinamo Kiev'le rövanş maçına çıkıyor. Şampiyonlar Ligi özleminin sona ermesi adına önemli bir maç. Savunma ve orta alan kurgusu oturmasa da ofansif yanı üst düzey bir Fenerbahçe'nin taraftarına keyif vereceğini