Fiil çekimi!

Dünya Kupası'ndaki Fas mucizesini gördükten sonra, "bizim takım Katar'a gitse Fas'ın yerini alabilir miydi" diye düşündüm. Fas'ın özüne dönük yatırımlarının karşılığını almasına karşılık, bizim Hollanda ve Norveç'i yenen milli takım gerçeğini düşüncemin öznesi saydım. "Bizim takım Katar'a gidemediyse, içten çürütüldüğü için gidemedi" dedim, daha önce de söylediğim için kimseyi ırgalamadı! Ne bakterileri ne virüsleri! H H H Yabancılardan geçilmeyen ülkelerin yerle bir olduğunu gördüğümüz bir Dünya Kupası'nda, Fas'ın parmakla gösterilmesinin sırrını irdelersek, kendi ülkemizi de sorgulamalıyız. Bu kadar yabancıyla harcanan sadece umutlar değil kendi çocuklarımız. Ben futbolcunun yerlisine yabancısına bakmam insanlığına ve kattığı artı değerlere bakarım. Ama yabancının sayısına da bakarım. Yabancı futbolcular denizde sandal olabilir hatta bazıları gösterişli yat da olabilir ama bizim gençlerimiz denizin ta kendisi. Katar'daki Dünya Kupası'nda en çok içimi yakan Fenerbahçeli Arda Güler gibi bir futbolcunun o arenadan yoksun bırakılması. Bir tane yıldız futbolcunun çıkmadığı Katar'da belki dünya bugün Arda Güler'i konuşuyordu. Arda'nın oradaki varlığı, Türkiye'deki yabancı bataklığının sorgulanmasının da önünü açardı belki. O yüzden yabancı hayranları için daha önce kullandığım bir cümleyi de yeniliyorum. "Yabancılara su gibi para harcayıp kendi gençlerine güvenmeyenler, yere düşüp kırılan sürahinin derdine mi düşmeli yoksa harcanan suyun mu" H H H Dünya Kupası sonlanıyor ve bizler kendi gerçeklerimize döneceğiz. Verilen aradan sonraki hafta ligde gerginliğe müsait hale getirilen maç; Trabzonspor-Fenerbahçe maçı. Toplumsal gerginliğin önünü açmak ve bu havanın sahaya yansıması kimseye bir şey kazandırmaz. O yüzden her kulüp başkanının zarafetin ve sportmenliğin geliştirilmesinden kendilerini sorumlu tutması gerektiğine