Çekiç!

Oynadıkça değer kaybeden futbolcular takımı Fenerbahçe yine "kara tahtada!" Antalya karşısında ne mücadele vardı ne futbol. Takım yük taşıyan kağnılar gibi, sözde çok pas yapılıyor ama o pasların "hazırlıkla" falan ilgisi yok. Onlar sadece zaman çalıyor ve ne dersek diyelim hepsi de "Mesut" bir halde aynı telden çalıyor. Kaleye giden ilk vuruşun 72'nci dakikada gol olmasıyla, futbolcuların rakip kaleye ne kadar uzak oldukları gerçeği kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ama İsmail Kartal'a daha ilk maçta yüklenmek yakışmaz, kendisine sadece "eski mektupları iyi okumalısın" diyebiliriz. O mektuplarda ders niteliğinde sözler vardır; "bir elinde çiviyle dolaşıyorsan diğer elinde çekiç olmalı." Çünkü "sana sahip çıkması gerekenler Löw'ü büyük balık gibi gösterip seni yem olarak oltaya takıyorsa o çekice gerçekten ihtiyacın var!" Fenerbahçe taraftarının bu yönetime neden güven duymadığını sorgulamaya bile gerek yok. Her sezon onlarca futbolcu transfer etmeyi başarı için gerekçe gösterenler ve güçlerini sahada göstermeyi öğrenmeyen futbolcularla bu film "yönetim istifa" sesleriyle sürecektir. H H H Maçın 40'ncı dakikası aklımda kaldı. Fenerbahçe hücumunda Serdar Dursun kasti olarak rakibine faul yaptı hakem 'devam' dedi. Hakeme "yuhh" çektim sonra da "Fenerbahçeli futbolcuların istemediği galibiyeti hakem Atilla Karaoğlan istiyor" diye söylendim. Serdar Dursun'a bakınca; "bazı adamların üzerini aramaya gerek yoktur, onların davranışları her şey için yeterlidir" dedim. Serdar Dursun sezon başında Saracoğlu'nda rakibine kafa attığı o zalim pozisyonda kart bile görmemişti. Ne gariptir ki bu hakemler Melo gibi çamur adam için bile ayılıp bayılmıştı. H H H Trabzonspor, Sivas'ta kazanmış sayılır. O tabiat şartlarında kazanmak gerçekten zordu. Abdullah Avcı'nın gördüğü kırmızı kart sistemin nasıl sinsi çalıştığının belgesi ve Abdullah Avcı'ya "sen çok oluyorsun" açıklamasının da apaçık göstergesidir. Sahanın içinden çıkmayan teknik adamları koynuna sokan hakemler ülkesinde, birçok hakem için Trabzonspor'un "yıkılması gereken