Sen alacaksın ama bana alırsam yaptırım!

Avrupa Birliği Konseyi, yarın Çekya'nın başkenti Prag'da, AB dışişleri bakanlarını resmi olmayan bir toplantı için bir araya getiriyor. Tabii konu, Ukrayna'daki Rus işgali ve onun sebep olduğu yaptırımlar, ambargolar, barış çabaları.AB'nin ilk şekli, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) 1958'de kuruldu. Başbakan rahmetli Adnan Menderes, ertesi yıl üyelik için başvurdu. AET, yeni siyasal entegrasyona kavuştuktan sonra, 1987'de Türkiye başvurusunu yineledi. Yani sonuç itibariyle, 63 yıldır bu başvurunun olumlu cevaplanmasını bekliyoruz. Resmen söyleyeceksek, hala da umudumuz var. Kişisel düşüncemi sormayın!6 ülkeyle yola çıkan bu kurum, Sovyetler Birliği'nin bir parçası olmaktan daha dün kurtulmuş ve o günden beri siyasal-ekonomik çalkantıları bitmemiş olan 20 ülkeyi de tam üye olarak kabul etti. Şu ülke girdi, şu ülke çıktı şeklinde bir AB üyeliği tarihçesi sunmak istemem ama şu anda Kuzey Makedonya, Karadağ, Arnavutluk, Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova, bizimle birlikte kapıda bekliyor.AB'nin en yüksek karar organı olan Konsey'in yarın başlayacak toplantısında Ukrayna konusu ele alınacağı için, Ukrayna'nın yanı sıra Moldova ve Gürcistan dışişleri bakanları çağrılmış bulunuyor. AB, hatta Birleşmiş Milletler içinde, Ukrayna'daki Rus işgalinin sona ermesi için en çok çaba gösteren ülkenin Türkiye olduğunu sanırım Yunan başbakanı bile kabul edecektir. Ama Türkiye yarınki toplantıda yok. Neden yokBu sorunun cevabını Konsey'in başkanı Charles Michel verebilir mi Kem küm eder, "Tam üye değil!" der vesaire. Ama bu açıklamalar bizim 80 milyonumuzun giderek beynine kazınan gerçeği değiştiremez.Fakat aynı Konsey, Türkiye'nin yılbaşından itibaren Rusya'dan enerji alımını durdurması gerektiği konusunda uyarı üstüne uyarı yayınlamaktan da geri durmuyor. Ukrayna'ya önce miğfer, sonra radarlar için ekran (radarın kendisi değil, sadece ekranı!), daha sonra göstermelik birkaç silah vererek, barışın gelmesine değil Ukrayna'yı kışkırtarak savaşın devamına katkıda bulunan AB üyeleri, Çekya'daki toplantıda bir kere daha tavşana "Kaç" diyecekler. Çünkü AB, başından beri Rusya'dan doğal gaz ve petrol alarak ve uçak benzini satarak, tazıya "Tut" demeyi sürdürüyor. Arada bir AB'nin Rus gazına-petrolüne ambargo açıklamalarını duyuyorsunuz; bu kararların detaylarını okursanız, yasaklanan şeyin sadece