Neden solcuların ürettikleri gündemlerle boğuşuyoruz

Bu ülkede gündemin nasıl belirlendiği konusunu hiç düşündünüz mü Kafa yordunuz mu Gündemin işleyişi nasıl oluyor, hangi evrelerden geçerek hangi boyuta ulaşıyor Şunu açıkça ifade etmeliyiz ki, bir zamanlar gazete ve televizyonların, yani medya organlarının belirlediği gündemler, artık sosyal medya ortamlarına doğru kaymış durumda.

Daha doğrusu, ülkede herhangi bir gündem söz konusu olduğunda, sosyal medya bunu tepe tepe kullanmaya başlıyor, çoğu zaman asıl gündem arka plana itilerek konular bambaşka boyutlara taşınıyor, yapılan tartışmalar bağlamından koparılarak asıl gündem unutuluyor. Tarihin tozlu sayfalarına asıl gündemler değil, üzerinde tepinilmiş, bağlamından koparılmış, bambaşka boyutlara evrilmiş konular ve tartışmalar giriyor. Bu aşamada konuya farklı bir parantez açmak istiyorum. Ülkemizin farklı bölgelerinde canım ormanlarımızda gerek sabotaj gerekse farklı unsurlardan yangın felaketleri yaşanıyor.

Güzelim ormanlarımız yanarken, ciğerlerimiz kavrulurken bu felaketin birleştirmesi gereken insanlarımızın, bir anda birilerinin ürettiği sanal gündemler içinde, sanal tartışmalarla boğuşmaya başladığını görüyoruz.

Ağaçlarımız yanıyor, binlerce hayvan telef oluyor, ama bakıyorsunuz bir avuç solcu geçinen tip, solcu troller, sahte Atatürkçü taifesi, onları destekleyen 3-5 sanatçı taifesi felaketi getirip getirip hükümetin acizliğine bağlamaya çalışıyorlar. Gazetelerinde, sosyal medyalarında devleti aciz göstermek için her şeyi yapmak için kendilerini paralıyorlar.

Mutluluklar paylaştıkça çoğalır, acılar paylaştıkça azalır diye özlü bir sözümüz vardır. İnsanlar düğünlerde birlikte mutlu olur, cenazelerde ise birlikte ağlar. Oysa sadece kendileri Atatürk'çü olan, Atatürk'ü istismar eden solcu geçinen bu taife, ne cenazemizde, yani kötü günümüzde, ne de mutluluklarımızda toplumun yanında olmak yerine sürekli maraza çıkarmak, toplumu bölmek, parçalamak, kutuplaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Görünen köy kılavuz istemez diye bir atasözümüz vardır... Türkiye'de yaşayan herkes gibi bizim de gözümüz var...

Devletimizin, hükümetimizin her felakete nasıl canhıraş şekilde yangınlara müdahale ettiğini biz de görüyoruz, izliyoruz... Ama maalesef, sosyal medyanın gayya çukurunda bu kesimin yaptığı yaygaralar, çığırtkanlıklar yer buluyor, hatırlanıyor....

İşte buradaki can alıcı sorumuz şu: Türkiye neden solcuların ürettikleri gündemlerle boğuşmak zorunda kalıyor Neden bu azgın azınlık bizim zor günlerimizde yanımızda olmak yerine, ayrıştırmak, bölmek, parçalamak, kutuplaştırmak için kendini paralayıp duruyor. Ne iyi günümüzde ne kötü günümüzde bizleri bir araya getirmemek, mutluluklarımızı paylaşmamak, acılarımızı azaltmamak için çabalayan bu kesimin derdi nedir

Diyebiliriz ki, onlar yüzünden acılarımızı da, mutluluklarımızı da doğru dürüst yaşayamıyoruz... 6 Şubat tarihinde Türkiye'nin Güneydoğu'sunda yüzyılın depremi yaşandı. 11 vilayetimiz yerle yeksan oldu, binlerce ev yıkıldı, 50 bine yakın insanımız öldü, insanlarımız yersiz-yurtsuz kaldı, günlerce soğukta dışarda kaldılar. Kadirşinas, yardımsever ve genetiğinde yardımlaşma olan bu ülkenin insanları, varını yoğunu bu ülkede evsiz-barksız kalan insanlar için seferber etti... Yardım dernekleri, kendilerine ulaşan gıda, hijyen malzemeleri, çadır vs. gibi yardımları depremzede vatandaşlarımızla buluşturmak için olağanüstü bir gayretle bölgede günlerce çalışma yaptılar. Tüm Türkiye, felaket bölgesindeki insanlarımızın yaralarını sarabilmek için çaba gösterirken, o dönemde bu azgın azınlık acılarımızı paylaşmak yerine "siyasileştirmek" için elinden geleni ardına koymadı. Merhamet yoksunları insanlarımızın bu durumundan rant devşirmeye kalkıştılar. Gazetelerinde, televizyon, radyo kanallarında, internet haber sitelerinde, sosyal medyalarında felaket bölgesi için her şeyini ortaya koyan hükümetimizi aciz göstermek adına varını yoğunu ortaya koydular.