EYT, emeklilikte yaşa takılanlar

Emeklilikte yaşa takılanlar, kısaca EYT'liler! "Konu nedir, neler yapılıyor, ne yapılmalı" diye yazacağım, haklı talepler var; ama öncesinde biraz dertleşelim! Bazı kardeşlerim yanıma gelip; "Ben EYT'liyim" diyor. Böyle bir aidiyet mi olur İnsan kendini böyle mi tanımlar Ama neylersin, algı ve olgu bir defa yerleşti artık! Mevzuyu 2015'ten itibaren FETÖ öyle köpürttü ki şimdi "beklenti" oluştu. FETÖ'nün köpürttüğünü sulandırma işi muhalefete düştü! EYT'lileri suçlamıyorum; ama haklı olan vatandaş taleplerini çok kötü kullanan "yapılar" oldu. Kendisine EYT'li diyen ağabeylerime, ablalarıma bir şey söylemek istiyorum: Sizi anlıyorum, geçinmek zor, hani emekli olup biraz daha alım gücünüz artsın istiyorsunuz, haklısınız, emeğiyle geçinen insanlarsınız, bizler de öyleyiz, çoğunuzun arkasında garantiler yok, sıkışınca telefon açıp yardım isteyeceğiniz insanlar pek yok, hepsini biliyorum. Ama bu mevzuyu "ölüm kalım meselesi" yapmayın! Hayatınızın merkezine bunu koymayın! "Talep etmeye devam edin" fakat birilerinin "ayak oyunlarına" gelmeyin! Sizi kategorize edip yönlendirmelerine izin vermeyin! Bir bakmışsınız ki düşmanınızın kılıcını kendi dostunuza sallıyorsunuz! Gelelim konuya..! EYT nedir, nereden çıktı Detayda boğulmayalım, mevzunun özeti şu: 1999'un Eylül ayında çıkarılan 4447 sayılı kanun ile o tarihten sonra emekli olacak kişilerin "emekli olma yaşı" ileri tarihe atıldı. "ANAP ve DSP hükümeti" döneminde çıkarılan kanun olduğunu hatırlatalım. 9 Eylül 1999'dan önce sigortalı olanlar prim (6 bin gün) ve hizmet yılı (25 sene) şartlarını tamamlayıp "emekli olacakları yaşı" bekliyorlar.