Almanya'nın Rus Doğalgazına Alternatif Arayışları

24 Şubat'tan beri süregelen Rusya-Ukrayna savaşı; Rusya'dan doğalgaz, kömür ve petrol ithal eden Avrupa ülkeleri açısından ciddi bir sınav olmaya devam ediyor. Bir yandan Ukrayna'nın tarafında yer alıp Rusya'ya karşı sert duruş sergileyen bu ülkeler, diğer yandan Rusya'dan temin ettikleri enerji kaynaklarına alternatif bulmakta zorluk çekiyor. Gerek sanayisi gerekse hane halkı için Rusya'dan temin ettiği enerji kaynaklarına bağımlı olan bu ülkelerin başında ise Almanya geliyor. Zira geçen yılın verilerine göre Almanya; ihtiyacı olan doğalgazın yüzde 55'ini, kömürün yüzde 45'ini ve petrolün yüzde 35'ini Rusya'dan temin etti. Her ne kadar son dönemde attığı adımlarla Rusya'ya olan doğalgaz bağımlılığını yüzde 35'e kadar indirmeyi başarsa da aktüel veriler, Almanya'nın üç ana kalem itibariyle Rusya menşeli doğalgaza hala bağımlığı olduğunu gösteriyor. Savaşın başlamasına müteakiben Almanya, Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltabilmek için Avrupa Birliği (AB) ile yoğun ve mecburi bir iş birliğine girdi. Bu kapsamda diğer AB üyesi ülkeler gibi Almanya, Rusya'dan kömür alımına 1 Ağustos itibariyle ve petrol alımına 31 Aralık itibariyle son vereceğini açıkladı. Ancak Kuzey Akım 1 Boru Hattı üzerinden Rusya'dan hala doğalgaz temin ettiği ve bu kaynağın ikamesi olabilecek bir alternatif bulamadığı için Almanya, Rusya'ya yönelik geniş kapsamlı doğalgaz yaptırımlarının önüne geçiyor. Bu açıdan AB'nin Rusya'ya doğalgaz ambargosu uygulayamamasındaki başlıca aktörün Almanya olduğu söylenebilir. Bu tutumu diğer AB üyesi ülkelerin tepkisine neden olsa da yukarıdaki veriler dikkate alındığında, Almanya'nın izlediği politikanın kendi ekonomik çıkarları açısından anlaşılabilir bir durum olduğunu ifade etmek gerekiyor. Kendisine karşı peşi sıra başlatılan yaptırımlara tepki olaraksa Rusya, Temmuz başında bakım işlerini gerekçe bahane ederek Almanya'ya doğrudan doğalgaz sevk ettiği Kuzey Akım 1'i 10 gün süreyle kapattı. Böylece Putin yönetimi, Rusya'ya uygulanan yaptırımların devam etmesi halinde doğalgazı hiç çekinmeden bir araç olarak kullanabileceğini gösterdi. Nitekim Kuzey Akım 1'in yeniden açılmasından kısa süre sonra Rus enerji şirketi Gazprom, yeni bir tadilat bahanesiyle Almanya'ya doğalgaz sevkiyatını maksimum kapasitenin yüzde 20'sine tekabül edecek seviyeye indireceğini duyurdu. Bu gelişme Almanya'da yaklaşan enerji krizine yönelik endişeleri ister istemez hat safhaya çıkardı. Almanya'nın yaklaşan kış öncesi soğukta kalmamak için yürüttüğü projelerin başında enerji tasarrufuna yönelik hamleler geliyor. Gerek federal hükümet gerekse yerel yönetimler, savaşın başlamasına müteakiben ülke genelinde enerji tasarrufunu arttırılabilmek için yoğun bir kampanyaya başladı. Örneğin doğalgaz ve elektrik tasarrufu için Berlin'de Brandenburg Kapısı ve cumhurbaşkanlığı konutu (Bellevue Sarayı) gibi 200'e yakın popüler binanın gece ışıklandırılmasına geçici olarak son verildi. Hamburg, Hannover ve Nürnberg gibi diğer şehirlerde de enerji tüketimini azaltabilmek için benzer tedbirler alındı. Bu tasarruf önlemleri, ülkedeki enerji tüketimini azaltma ve mevcut kısıtlı kaynakları verimli kullanma yolunda elbette yararlı olacaktır. Ancak ülkenin doğalgaz ihtiyacı dikkate alındığında bu tedbirler yeterli görülmüyor. Bunların yanı sıra Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, olası en kötü senaryoya hazırlık için daha önce kapatılmasına karar verilen kömür santrallerinin ve nükleer santrallerin bir müddet daha kullanılmasını gündeme aldı. Bugüne kadar alınan ve önümüzdeki süreçte alınması planlanan tedbirlerin yeterli olmayacağını gören federal hükümet, şu anda yüzde 60'ı dolu olan doğalgaz depolama tesislerindeki bu oranı yüzde 90'a çıkarmaya çalışıyor. Bunun için Almanya, bir yandan Kuzey Akım 1 üzerinden Rusya'dan kısıtlı da olsa gelen