Okumak ve yine okumak

İslâm tarihini öyle müstesnâ hadiseler süslemektedir ki, gerek adalet-hukuk ve fazilet ve gerekse feragat ve fedakârlık noktasından, beşer tarihinde bir eşi daha görülmemiş.İnsanın hakiki mahiyetini ve İslâm'ın ulvi düsturlarını fiilen ortaya koyan nice mütefekkirlerin hayatlarına baktığımız zaman gözyaşlarına hakim olamadığımız gibi bize ders niteliğindeki hayatları bizim için birer mihenk taşı. Bu bağlamda Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin hayatına baktığımız zaman hiç bir zaman yeise yer olmadığını görüyoruz. Nitekim Divan-ı Harbi Örfi kitabında "Yeis, mâni-i herkemâldir. 'Neme lâzım, başkası düşünsün.' istibdadın yadigârıdır" derken ümitsizliğin her önemli gelişmenin önünde bir engel ve insanın şahsî hayatını mahvettiği gibi, toplumların sosyal hayatı için de büyük bir hastalık olduğunu ifade ediyor. Ve bu hastalıktan; "Biz de o katilimizden kısasımızı alıp öldüreceğiz. 'Rahmet-i İlâhiyeden ümidinizi kesmeyiniz.' (Zümer Sûresi, 39:53) kılıcıyla o yeisin başını parçalayacağız" diyerek ümitsizliğin Allah'ın rahmetine zıt olup, rahmetten mahrumiyete sebep olacağını vurguluyor. Evet Üstadımızın hayat safhalarına baktığımız zaman her şartlar altında bir kere olsun ümitsizliğe kapılmadığını gördüğümüz gibi etrafında ki kimselere de Risale-i Nur'lar ile şevk verdiğini ve eserlerinin