Medrese-i Yusufiyelerde bayram

Bir Ramazan ayının daha sonuna ulaşmanın burukluğunu ve bayram arefesine ulaşmanın sevincini beraber yaşıyoruz. B günlerde, Medrese-i Yusufiyelerde bulunan kimselerin durumunu nazarlarınıza sunmak istiyoruz.Bizlere her sene yüzlerce mektup geliyor. Bayram dönemlerinde bayramımızı tebrik eden oldukça çok mektup alıyoruz. Medrese-i Yusufiyelerde ailelerinden uzakta olan, çocuklarından ayrı kalan, kimsesi olmayan vs. pek çok ve çeşitli hallerde kimseler var. Bayramlarda bizlere mektup yazarak hallerini bir nebze olsun aktarabiliyorlar. Ellerini öpebilecekleri bir büyüklerinden, başını okşayabilecekleri bir küçüklerinden uzakta olmanın ruh hali satırlarına yansıyor. Ve o satırlar haliyle bizleri, gönülleri Kur'an hakikatleriyle, Risale-i Nurlarla aydınlatma hususunda bir kez daha teşvik ediyor. Hapishaneler bazen çilehane, bazen ıslâhhane ve bazen de "Medrese-i Yusufiyeler" olarak terbiyehane görevi görmüşler. Risâle-i Nur gibi bu zamanda en önemli iman hakikatlerinin muhtaç gönüllere ulaştırılması noktasında, Bediüzzaman Hazretlerinin Şuâlar adlı eserinde; "Çünkü biz hizmetkârız. Risale-i Nur'un vazifesi, imanı kuvvetlendirip kurtarmaktır. Dost ve düşmanı tefrik etmeyerek, hizmet-i imaniyeyi hiçbir tarafgirlik girmeyerek yapmaya mükellefiz." (14. Şuâ) denilmiştir. Ayrıca burada hem 'hizmetkâr' olduğumuz, hem de 'dost ve düşman tefrik etmeyerek' bu hakikatlerin daha çok kişiye tebliğ yoluyla ulaşılmasına vesile olmak ve en önemlisi sebeplere takılmadan iman hakikatlerinin muhtaç gönüllere ulaştırılmasını sağlamakla mükellefiz. Gelin hep beraber, bize düşen vazife cihetiyle hapishaneleri birer bayram yerine dönüştürelim. Üstadımızın ifadesiyle