Daima faaliyet ve gayret

İslâm büyükleri, bizler için şaşmaz örnek, değişmez rehberlerdir. Bu rehberler, İslâm'ı önce kendi nefislerinde fiilen yaşamış, sonra da çevrelerine yaşatmak için gayrette bulunmuşlardır. Ve hiç bir zaman da ümitsizliğe düşmemişler.Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatına baktığımızda, Van'dan Barla'ya, Barla'dan da Isparta'ya, ve Isparta'dan da bazı Nur talebeleri ile birlikte Eskişehir'e götürülerek tevkif edilir. Burada 11 ay bekletilen Bediüzzaman Hazretleri tahliye edilir ve bu sefer Kastamonu'ya sürgün edilir. Tarih 1943. Kastamonu'daki evinde ne kadar el yazması eser varsa el konulur ve Isparta üzerinden Denizli'ye götürülerek yine tevkif edilir. Burada tam dokuz ay kalan Üstad Hazretleri iki Cuma günü hapishanede Meyve Risalesini telif eder. Bu eser Risale-i Nur'un özetini teşkil eden bir eser mahiyetindedir. Üstad Hazretleri dokuz aylık mevkufiyetten sonra tahliye edilir. Denizli'de bir müddet daha kalır, lakin Ankara'dan gelen emir ile bu sefer Emirdağ'a ikamete mecbur edilir. Emirdağ'da başlayan mecburi ikametleri sırasında yine rahat bırakmazlar. Ve Afyon Cezaevine tevkif edilir. Hasta olduğu halde, On Beşinci Şuâ ile El-hüccetüz' Zehra telif edilir. Ve bu süreçten sonra 1950'den vefatına kadar bazı mahkemelerce dava açılmışsa da tutuksuz olarak yargılanmış ve beraat edilmiştir. Her ceza, her zulüm hizmet aşkının üzerine çakılan bir perçin hükmünü almış. Bu manada Üstad Bediüzzaman Said Nursî'nin hayatı ülkemiz ve İslâm alemince de tasdik edildiği üzere, ahir zaman insanlarına her şart ve durumda, tüm zorluklara rağmen pes etmeden, ümitsizliğe düşmeden iman hizmetini