Baskılara karşı kararlı bir duruş

Bu hafta Zübeyir Gündüzalp Ağabey ve Mehmet Kutlular Ağabey'in Medrese-i Yusufiye'lerle olan münasebetlerinden birkaç hususu nazarlarınıza sunmak istedik.Zübeyir Ağabey Bediüzzaman Hazretlerini 20'li yaşlarının sonunda tanımıştır. Kendisini tanıdıktan kısa bir süre sonra Afyon Hapishanesi'nde Üstâd Bedîüzzaman ile birlikte altı ay hapis yatar ve burada çok ağır işkencelere maruz kalır. Bu hapis, Zübeyir ağabeyin hayatının akışını değiştirmiştir. Genç yaşına ve Bediüzzaman'ı henüz tanımış olmasına rağmen onun eserlerinin kıymetini idrak ettiği için bütün bu zorluklara göğüs germiştir. Zübeyir Gündüzalp Ağabey'in Afyon Müdafaası'nda idamını talep eden savcıya "İman ve İslâmiyet hizmeti uğrunda zâlimlerin zulmüne mâruz kaldığımız vakit, hapishane köşelerinde veya darağaçlarında ölmeyi, istirahat döşeğindeki ölüme tercih ederiz. Görünüşü hürriyet, hakikati istibdad-ı mutlak olan bir esaret içinde yaşamaktansa, hizmet-i Kur'âniyemizden dolayı zulmen atıldığımız hapishanede şehid olmayı büyük bir lûtf-u İlâhî biliriz" (Şualar, s. 474) ifadeleri dikkat çekicidir. Zübeyir Ağabey'den sonra Kutlular Ağabey'in hizmet hayatını incelediğimizde "baskılara karşı kararlı bir duruşunun" olduğunu görüyoruz. 28 Ekim 1990'da Kocatepe'de okutulan ilk Bediüzzaman Mevlidi sonrası suçlama olarak; "29 Ekim'den bir gün önce mevlit tertip ediyorlar, Nurcular Cumhuriyete meydan okuyor" denilerek, Mehmet Kutlular ve arkadaşları ile birlikte 15 gün nezarethanede tutulur. Dışarıda kar yağıyordu. Nezarethanede namazları bank üstünde kılmalarını söylediklerinde Kutlular; "10 kişi bankta namaz kılamaz burası Rusya mı" der. Ve istihbarat tarafından sorguya alındığında gösterdiği kahramanlık ve cemaatler noktasında "Bunlar bizim dahili meselelerimiz ama bunları da siz meydana getirdiniz. Hep sizin parmağınız var. ... Dini gruplar hakkında bana sual sormayın. Çünkü size cevap vermem. Onların aleyhinde beni konuşturamazsınız. Yalnız bir takım kendi tartışmalarımız olabilir. Size bu hususta