Mini sebze akımı

Kabaktan havuca, salatalıktan marula, enginardan patlıcana minik minik sebzeler, göze öyle hoş görünüyor ki! Çocuklardan ve ünlü şeflerden de ilgi gören bu albenili minikler, Türk tarımı için önemli bir alternatif olabilirMini sebze yetiştiriciliği, gastronomideki ilgi ve lüks tüketim talebiyle birleşince yeni bir akıma dönüştü. Ünlü şeflerin tabaklarından marketlere uzanan minyatür sebzelerin popülaritesi, çocuklarına sebze yemeyi sevdirmeye çalışan ebeveynlerin de tercihiyle her geçen gün artıyor. Antalya seralarında başlayan küçük çaplı üretim, artık bir sektöre dönüştü.Kabaktan havuca, salatalıktan marula, enginardan patlıcana 10'dan fazla sebzenin minik halini, marketlerde hatta pazarda dahi bulmak mümkün. Özellikle lüks restoran ve otellerden talep gören mini sebzeler, olgunlarına oranla biraz daha pahalı olsalar da, salata ve yemeklerde kolay kullanımları, soyulmadan bütün olarak tüketilmeleri ve sunum güzelliği oluşturmaları nedeniyle tercih ediliyor. Tabii yetiştiricilerine göre, tat ve aromatik açıdan da mini sebzeler diğerlerine oranla daha önde. Öte yandan yetişme sürelerinin kısa oluşu, gramajına oranla fiyatının yüksek olması ve ihracat şansının fazlalığı da mini sebze yetiştiriciliğinin avantajları arasında.Genetik müdahale yokMini sebzelerin ufak olmasının nedeni, herhangi bir genetik müdahale değil. Minik çeşitler, diğer sebzelerde de olduğu gibi klasik ıslah yöntemleriyle oluşturuluyor. Bazı sebze türlerinde bebek veya cücelik, kalıtsal bir özellikten kaynaklanıyor. Yetiştiricilikte temel yöntem, yavaş büyüyen çeşitlerin tohumluk olarak seçimine dayanıyor. Buna ek olarak, daha sık ekim yapılıyor ve sebze erken hasat ediliyor. Bazı mini sebzeler normal olarak yetiştirilen çeşitlerin tam olgunlaşmamış haliyken, bazı çeşitler ise genetik olarak küçük gelişen sebzelerden oluşuyor. Ege ve Akdeniz gibi bölgelerde bir buçuk ay gibi kısa sürede mini sebze yetiştirilebiliyor. Bu durum da seralarda yıl boyu üretimi mümkün kılıyor. O yüzden mini sebze üretiminin Türkiye tarımı için önemli bir alternatif olabileceği değerlendiriliyor. Tahıl üretimi esnasında nadasa bırakılan Güneydoğu'daki geniş tarlaların, yaz döneminde mini sebze üretimine uygun olması da cabası!var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6754394;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6754394;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlargurkan-akgunesmini-sebze-akimi-6754394' });Balkonda da yetişiyorTabii mini sebzelerin yetiştirileceği tek alanlar sera ya da tarlalar değil. Balkon, teras ve kent bostanlarında da mini sebze yetiştirmek pekâlâ mümkün. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Dursun Eşiyok, saksılara çok sık aralıklarla ekim yapıp, erken hasat ederek de mini sebze yetiştirilebileceğini söylüyor. Eşiyok, akademide mini sebze yetiştiriciliği çalıştığı gibi yurt dışındaki