Haziran ateşi!

İkinci yarının başlamasıyla birlikte gelen Ferdi'nin golüyle Kadıköy'de herkes derin bir "oh" çekti. Evet, Fenerbahçe maçın hakimiydi, oyunu kontrol ediyordu ve Sivas ceza alanına yaklaşıyordu. Ancak devrenin sonlarına doğru rakip de karşılık verdi bu tehditlere... Öne geçmek, maça başka anlam yüklemekti aynı zamanda. Rıza Çalımbay, penaltılara bile niyetlenerek kurmuştu planını muhtemelen. Bir anda çalışılan her şeyi kenara koyup, "risk" üstlendi. Dar alan savunması bitti, alan büyüdü, Fenerbahçe'nin yetenekli hücumcuları için de fırsatlar oluşmaya başladı. Jesus, Trabzonspor takımını bozmadı. Uzun süre sonra, sadece bir değişiklik (İrfan Can Kahveci) ile çıktı. Kazanmayı bilen takım, bu kez iki komutan (İrfan Can-Arda Güler) ile oynadı. Sürekli defans arkasında pas seçeneği aradılar. Genç Arda bire birleri de deneyerek önlem aldırttı kendisine. Batshuayi'nin iki uzun Szalai pasıyla pozisyon bulması dikkat çekici. Antrenmanda kurgulanan bir iletişim, ikinci golün de ilk adımını yaptı. Stresli gece birden bire, final keyfini taşıyan şarkıların tanığıydı.