Rusya'nın petrol ağı ve Türkiye'ye etkisi

Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan çok kutupluluk tartışması, sıcak takipler ve çatışmalar petrolü ve nakliyatını yoğun bir şekilde etkilemeye başladı. Rusya, Batı yaptırımlarını kabul etmeyen Çin ve Hindistan'ın özellikle enerji kaynaklarını konusunda yaptığı yakın işbirliği de bu tabloyu etkiliyor. Daha önce Rusya-Çin enerji işbirliğinde zirvelere çıkıldığını yazmıştım. Aynı durum ekonomisi giderek büyüyen Hindistan için de geçerli. Rusya'nın Çin ve Hindistan ile olan enerji işbirliğinin Türkiye'ye de mutlaka yansıması olacaktır. Zira geçen yıldan itibaren Türkiye, Rusya ile kurduğu iyi ilişkilerin meyvesini doğalgaz, petrol ve kömürde almaya başladı. Sadece doğalgazda 2022'nin başında fiyat modellemesinin Avrupa gaz piyasasına endekslenmesi Türkiye zarar verdi. Rusya'nın Batı ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Çin ve Hindistan ile kurduğu her türlü ticari ilişkilerde bu yaz farklı gelişmeler olacak. Rus, Çin ile Hindistan basınıyla birlikte Batılı ajansların gündeminde bilgiler var. Mesela Rusya'nın Hindistan'a yaptığı petrol sevkiyatı Nisan ayında tarihi bir zirveye ulaştığı belirtiliyor. Böylece tarihte ilk kez Suudi Arabistan ve Irak'tan yapılan toplam petrol ithalatı geçilmiş. Hindistan'ın Batı yaptırımlarına reddetmesi ve Çin ile aynı pozisyonda olması ABD'yi rahatsız ediyor. Hatta bu iki dev ülkenin Rusya ile daha da gelişen ilişkileri dünyada yeni güç dengelerinin de oluşması sebebiyle Batı'da rahatsızlığa sebep oluyor. Hem Rusya'yı zayıflatmıyorlar hem de iki dev ülkeyle olan ilişkiler aleyhlerine dönüyor. Mart ayında Hindistan'ın Rusya'dan ithal ettiği petrolün 1,7 milyon varile çıkması piyasalardaki dengeleri de değiştiriyor. Türkiye'nin TPAO sondajlarıyla Gabar'da bulduğu ve günlük yüz bin varil üretim yapılabileceği belirtilen petrolle de bu rakamları kıyaslayabilirsiniz. Hatta günlük 800 bin ile bir milyon varil arasında değişen Türkiye'nin petrol talebiyle tabloyu beraber okumakta da fayda var. Çünkü 2022'de enerji tüketimine yaklaşık 100 milyar dolar (USD) ödeyen bir Türkiye için petrol ve doğalgaz çok önemli. Bu talebi Çin ve Hindistan gibi hesaplı ve istikrarlı karşılamak daha da önemli. Rusya'nın iki dev ülkeyle; Hindistan ve Çin ile olan petrol ve gaz ilişkisi aynı zamanda kendi açısından belli bir dengeyle, rekabetçi olarak pazarlanma imkânı sağlıyor. Jeopolitik ilişkilerini de güçlendiriyor. Rusya'nın Ural açık deniz petrol ihracatının yüzde 60'ı martta Hindistan'a gerçekleşmiş, nisanda kısmen düşmüş olsa bile yine de Çin'e olan ihracattan fazla. Bu durumun Rusya-Çin ve Rusya-Hindistan ilişkileri bağlamında da elbette bir analize ihtiyacı var, fakat neticede Doğu'da yeni bir güç dengesi oluşuyor. Türkiye'de bu ilişkilerin tam ortasında yer alıyor. Özel hastanelerde yabancı oranı yüzde 60 olmuş! YAZARLAR Giriş: 06.05.2023 - 13:21 Güncelleme: 06.05.2023 - 13:34 ABONE OL Sağlık sigortası primlerindeki aşırı yükselişler bu yılın başından beri gündemden düşmüyor. Sigorta yenileme tarihi gelen feryadı basıyor. Sık sık beni arayanlar da oluyor. Önemli şirketlerin başında bulunmuş bir tanıdığım da hafta içi sağlık sigortasına yüzde 460 zam yapıldığından şikayetle mesaj gönderdi. Enflasyon yüzde 43 olarak açıklanmışken, "Bu kadar zam olur mu" Diye bana soruyor. Bir de medikal enflasyon var, dedim. Ama konu kapanmadı. Araştırmaya devam ettim. Çünkü ailece bizim de sağlık sigortasını yenilememiz gerekiyordu. Sağlık sigortasındaki son durumu konuşmak için önemli bazı kurumların yetkili isimleriyle görüştüm. Öğrendiğim en çarpıcı husus Türkiye'deki özel hastanelerden hizmet alan yabancı oranının yüzde 60'a çıktığına dair bilgiler oldu. Bu oran sağlık sigortası primlerinin yükselmesinde ciddi etken olmuş. Pandemi sonrası küresel ekonomik dalgalanmalar ile denemeye çalışılan tuhaf yeni ekonomik sistemin de fiyat artışlarında ciddi katkısı var. Hatta yeni ekonomi modelinin ayarları bozduğu söylenebilir. Türk vatandaşının alım gücünü daha da düşürdü. Türkiye yabancılar için her açıdan ucuzladı. Sigorta şirketlerinin özel hastanelerle pazarlıklarında Türk vatandaşı müşterilerinin bir önemi kalmadı. Emlak piyasasına bozan yabancı etkisi, aynı şekilde sağlık turizmi altında sağlık sektörünü de bozmuş durumda. Kamu hastanelerinin de sığınmacı, mülteci gibi yabancılara hizmet verdiği dikkate alındığında Türk vatandaşı için hoş bir tablo ortaya çıkmıyor. Netice itibariyle sağlık sistemi hem özel hem de kamu tarafıyla alarm veriyor. Parası olan Türk vatandaşının da endişesiz bir şekilde hastaneye, doktora, ilaca hasılı sağlıklı yaşama kavuşması zorlaşmış durumda. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamları sağlık sigortasındaki artışı yansıtmıyor. İki gün önce Ak Sigorta Genel Müdürü Uğur Gülen de Habertürk'te bu konuya dikkat çekmiş, "Özellikle kasko ve sağlıkta maliyet artışı ve sigorta şirketlerinin mali kâr elde edememeleri nedeniyle sigorta fiyatları o kadar arttı ki fiyat vermeye utanıyorum" demişti. Anlayacağınız sigortacı da mevcut durumdan şikayetçi. FİYAT VERMEYE UTANIYORUM Sağlık sigortası konusunda kimi, kime şikâyet edeceksiniz Böyle bir durum yok. Başınızın çaresine bakın. Sağlık sigortası poliçenizi gözden geçirip, rakamı aşağı çekmeye çalışın. Tavsiyem sigortacıların size allayıp, pullayıp sattıkları poliçeleri mutlaka gözden