Karar anı

Ortalık toz duman. Beşiktaş'ta kongreye yaklaşılırken ortalık o kadar karıştı ki aralarından doğruları bulabilmek de o kadar zor. Hemen herkes genel geçer doğruları ağızlarından düşürmüyor. Popülizm dorukta. 2000 öncesine ağıtlar yakıp o yıllardan medet ummak mı dersiniz, ismi büyük yabancı kulüplerle görüşmeler yapmayı proje olarak sunmak mı dersiniz, kulübün geldiği noktadaki tüm olumsuzlukları geçmiş yönetimlere yıkmak mı dersiniz, efsane olmuş futbolculara duyulan sevgiyi seçim aracı olarak kullanmak mı dersiniz.

Bu arada herkes birbirini suçlamakla meşgul. Ve hemen herkes Beşiktaşlılık yarışına girmiş. En Beşiktaşlı kendileri oluyor, karşı taraftakiler ise Beşiktaşlılığı kullananalar. Baksanıza artık işi Beşiktaş forması giyip giymemeye kadar götürdüler. Ne yani Beşiktaşlı başkan olmak için illa ki profesyonel sporcu mu olmak gerekiyor Hatırlatırım profesyoneller adı üzerinde bu işi para için yaparlar. Giydikleri formalar da değişebilir yine aynı nedenle. Yani tüm bunlar sadece göz boyama taktikleri.

Evet ortalık o kadar karışık ki Beşiktaş kongre üyelerinin işi de çok zor. Kolayca bir iki ajitasyona kanmak o kadar mümkün ki bu ortamda. Artık kimin samimi olduğunu, kimin işi kişisel meseleye dönüştürdüğünü, kimin çevresinde rantçıların pusuda beklediğini anlamak öyle pek de kolay değil. Özellikle kişileri, geçmişte yaşananları sadece medyada söylenenlere bakarak değerlendirenler için. Perde arkasını göremeyenler için.