Sohbet robotları klişenin altın çağını başlatıyor

Yapay zeka şirketi OpenAI'ın geçen Kasım ayında piyasaya sürdüğü ChatGPT o günden beri kullanıcıların aklını başından aldı. Sohbet robotları ile ilgili pek çok kez yazdım, belki bu köşeyi takip edenleriniz arasında görenler olmuştur. Sohbet robotları ve tabi bu işin şimdilik 'kralı' ChatGPT; soruları yanıtlıyor, makale yazıyor, belgeleri özetliyor. azılımın ortaya çıkışı teknoloji dünyasını da karıştırdı. Devler liginde benzer uygulamaları kullanıcılara sunmak için kıyasıya bir rekabet başladı. Yatırımcılar bu işe oluk oluk para akıtıyor. İşten çıkarmaların art arda geldiği sektöre adeta bir can suyu oldu. Başta eğlence gibi başlasa da çılgınlık giderek büyüyor ve tartışmaları da beraberinde getiriyor. Sadece eğlenmek için ChatGPT ile haşır neşir olanlar var. Kimileri iş yazışmaları için kullanıyor hatta ileri gidip ChatGPT ile kitap yazanlar bile oldu. Ya bir de yapay zekanın oluşturduğu içerikle reklam filmi çekildi. Daha ne diyeyim ChatGPT, internetten terabaytlarca kitap, makale, kod, web sayfası ile 'eğitim' görüyor. Verilerdeki kalıpları öğrenerek metin oluşturabilen bir dil modeli kullanıyor. İyi hoş da derinlerde neyin doğru olduğunu ne kadar biliyor Bu akıllı bıdık, her ne kadar heyecan uyandırdıysa da başta da dediğim gibi eleştirilerin de odağı oldu. Dünyanın en ünlü bilim kurgu dergilerinden biri olan Clarkesworld, ChatGPT'den yılmış durumda. Bu dergiye isteyen herkes makale gönderebiliyor. Eğer hikayeniz yayımlanırsa sembolik de olsa bir telif alıyorsunuz. Derginin editörleri yapay zeka ile yazılıp kendilerine gönderilen makalelerden öylesine sıkılmış ki kendilerine gönderilen yazıları yayınlama uygulamasını şimdilik askıya aldı. Derginin editörü Neil Clarke, teknolojinin 'öykü ekosistemi' için varoluşsal bir tehdit olduğunu düşünüyor. Benzer sorunlar diğer editörler için de geçerli. Yazıların yapay zeka ile yazılıp yazılmadığını belirlemenin şimdilik kesin bir yolu yok. İçerik oluşturucuları ise bu teknolojinin becerilerini ve uzmanlıklarını gereksiz hale getirmesi fikrinden hoşlanmıyor. Yapay zeka ile yazılmış yüzlerce kitap Amazon'da satılıyor ancak bu yolla yazıldığını açıkça belirtmeyenlerle birlikte sayı çok daha fazla olabilir. Henüz çok satanlar listesine hiçbirinin girmediğini söylemeye lüzum var mı bilemedim. ChatGPT nasıl yazılacağını biliyor bilmesine de orijinalliği sıkıntılı. Öyle kalemi güçlü, yaratıcı yazarlar gibi değil. Gecenin bir yarısında kalkıp kitap yazmaya başlayan, 'nasıl oldu bilemedim adeta parmaklarım klavyede hikaye kendi kendine aktı' diyecek hali yok. Milyonlarca sayfa metni tarayarak öğreniyor, cevap veriyor, yazıyor..."İçerik her şeydir" diye düşünen sözde romancılar, "kişisel gelişim satar, gerisini de ChatGPT halleder" diyenler üretiyor da üretiyor... "Nasıl hızlı zengin olunur", "Zayıflamanın yolları" da en popüler mevzular. YouTube, TikTok, Reddit'te nasıl kitap yazılacağını öğreten yüzlerce video ve post var. Klişe mi oluyor Ee olsun, her malın alıcısı var öyle değil miBİR BU EKSİKTİ!İnsanlarla sohbet eden ilk bilgisayar programı ChatGPT değil... Eliza, insanlarla sohbet eden ilk bilgisayar programıydı. Tamam akademik bir çalışmaydı ama ana fikir aynıydı. 1966 yılında MIT'deki bilgisayar mühendisi Joseph Weizenbaum, insanlarla sohbet eden ilk bilgisayar programının geliştirdi; Eliza... Adını George Bernard Shaw'un kurgusal karakteri Eliza Doolittle'dan almıştı. Eliza insanlarla bir psikolog gibi konuşuyordu. Daha doğrusu kendisiyle sohbet eden insanların sözcüklerini kullanarak tekrarlayarak iletişim kuruyordu. Bir psikoterapi tarzından modellenen Eliza, soru şeklinde verilen konuşma girdisini yeniden ifade ediyordu. Eşinizle yaptığınız bir konuşmanın sizi kızdırdığını söylerseniz, "Neden kızgın hissediyorsun" gibi bir soruyla size karşılık veriyordu. Aslında bir nevi soru sorana 'ayna' tutuyordu. İronik bir şekilde 'müthiş bir teknolojiymiş' diye burun kıvırmayalım, dikkatinizi çekerim yıl 1960'lar! Weizenbaum Eliza'yı makineden insana iletişimin ne kadar yüzeysel olduğunu göstermek için tasarlamıştı ama tam tersi oldu. Kullanıcılar kendi sözlerini geri yansıtan bir programdan o kadar etkilendiler ki, onunla 'özel' psikoterapi seansı yapmak isteyenlerin sayısı hızla arttı. O vakitlerde bilgisayar sanki herkesin evinde vardı gibi bir düşünce aklınıza gelebilir. Eliza ile iletişim kurmak isteyenler metinlerini MIT sistemindeki programa bağlayan elektrikli bir daktiloya yazıyordu. Örneğin metin 'baba' kelimesini içeriyorsa "Baban hakkında ne düşünüyorsun" gibi bir soru soruyordu. Baktı metinden soru çıkmıyor, "bana daha fazla bilgi ver" diye genel bir cümle kuruyordu; akıllıca değil miWeizenbaum, halkın ilgisinden o kadar rahatsız olmuştu ki, hayatının geri kalanında bilgisayarların ve yapay zekanın toplumda büyük rol oynamasının tehlikelerini anlatmayı kendine görev edindi. Şu cümlesi çarpıcı, "Bilgisayarlara bilgelik gerektiren görevler vermemeliyiz." Ancak sanırım o eşiği aşmak üzereyiz...K-POP HAYRANLARI SEÇİMLERE YÖN VERİYOR...Güney Kore'den yayılan K-Pop, hareketli kareografileri, sahne performanslarıyla dünyayı etkilemeye devam ediyor. Türkiye'de de hatırı sayılır bir hayran grupları var. BTS başta olmak üzere EXO, Blackpink gibi K-Pop gruplarının yüz milyonlarca hayranı var. Yaygın olarak gençlerin oluşturduğu bu kitleler, hayranı oldukları grupları hem göz önünde tutmak ve popülaritelerini arttırmak, hem de onlara sempatilerini göstermek için sosyal medyayı etkin şekilde kullanarak kendilerine yeni stratejiler geliştirdiler ve geliştirmeye