ATATÜRK'ÜN SON SÖZÜ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 84 yıldönümünde saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Atatürk ölüm döşeğindeydi, üç gün komada kalmıştı, kendine geldi, son nefesinde "Arkadaşlar selam dil çalışmalarını sakın gevşetmeyin "dedi ve kendinden geçti. Türkiye'nin üzerine eğildiği bütün meseleler arasında, dünyanın büyük savaş eşiğinde olduğu bir sırada, Atatürk'ün son nefesinde bile üzerinde duracağı bu mesele Türk dilinin yabancı boyunduruktan kurtarılması ve koruyabilmesi tedbirleri işine eğildi. Atatürk özellikle 1928-1938 arası on yılda en büyük enerjisini bu dil meselesine verdi. Kendi bir mektubunda yazdığı gibi geceleri dahi dil meselesi ile uğraşıyor, gündüzleri ise yine kendi başına bu işe zaman ayırıyordu. Çünkü Türk demek dil demektir. Türk dili kalmazsa Türk dili parçalanırsa Türklük kalır mı Atatürk kendi sözleriyle bunu defalarca ifade ediyor: Türk demek dil demektir. Milletin en bariz vasıflarından biri dildir. Türk her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Atatürk kendi el yazısıyla "Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli his gelişmesinde başlıca müessesedir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkelerini yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır" diye yazıyordu. Atatürk, dili milli kurumların en başta geleni sayıyor, milli duygu, düşünce ve yönelişin milli birlik ve şuurun milli dile bağlı olduğu üzerinde önemle duruyor, milli bağımsızlığın ancak Türk dili var oldukça, dil bağımsız oldukça mümkün olacağı temelinden yürüyordu. Yine 1933 de Atatürk diyordu ki; "Kati olarak bilinmelidir ki Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında hâkim ve esas olacaktır." Türkiye'nin kalkınması Milli kalkınma, Eğitimi milli eğitim, dili milli dil olacaktı. Türklük sevgisi şuur ateşi olsun ki edindiği tekniği Türklüğü kalkındırmaya kullansın. Milliyet şuurumuz bugün ileri her milletten her zamankinden daha kuvvetlidir.