Esenyurt'ta Suriyeli gerginliği

İstanbul Esenyurt'ta, iki grup arasında sigara isteme nedeniyle başlayan tartışma Türk-Suriyeli çatışmasına döndü. Bir grup mahalleli Suriyelilerin dükkânlarının bulunduğu AVM'ye sopa ve taşlarla saldırdı. Olay sonrası sokağa çıkan başka bir grup ise, "Burası Türkiye, Suriye değil" sloganları attı. Görüntüleri tam da 'Kulüp' dizisinin 6-7 Eylül olaylarını anlattığı, bir grubun ellerinde bayraklar ve attıkları sloganlarla 'öteki'ne saldırdığı, final sahnesinden sonra izledim. Esenyurt'ta yaşananlar ile kıyaslanabilir miydi Yoksa bu tamamen münferit bir durum mu Taraflar arası gerginliğin nedenlerini ve çözümünü sordum.HER İKİ TARAFI DA RAHATLATACAK POLİTİKALARA İHTİYAÇ VARKoç Üniversitesi'nden siyaset bilimci Prof. Dr. Murat Somer, Türkiye'nin göçmenler konusunda bugüne kadar birçok fedakârlık yaptığını ancak Türkiye ve Suriye vatandaşlarını karşı karşıya getiren bu tarz olaylarda asıl sorumluluğun yine devlete ait olduğunu söylüyor ve "Toplumsal barışı sağlamak, buna uygun iklimi yaratmak devletin, dolayısıyla iktidarın sorumluluğudur. Türkiye, şu an tüm dünyada da olduğu gibi önemli bir göç sorunu ile karşı karşıya. Elbette bunun yarattığı ekonomik, toplumsal, kültürel sorunlar var. Bu iklimi teskin edecek, toplumu rahatlatacak atmosfer yaratmak iktidarın ve akabinde siyasetçilerin işidir. Göçmenleri düşmanlaştırmayan, insan hakları ve hukuk ile uyumlu fakat toplumdaki meşru rahatsızlıkları da yok saymayan, uzun vadeli bir çözüm olmadığı sürece bu tarz olaylar maalesef yaşanır, ki dünyanın her yerinde de bu böyledir" diyor. İşin bir de toplumsal boyutu olduğuna değinen Prof. Dr. Somer, sivil toplum örgütlerini de durumun insani boyutunu unutmadan ama ortada bir sorun olduğunu bilerek, kutuplaşmayı yumuşatmak adına çağrı yapmaya davet ediyor.RADİKAL SÖYLEMLERE DİKKAT EDİLMELİPeki, Suriyeliler geri dönsün diye ek tedbir ve kararlar alacağını açıklayan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, parti politikasını Suriyelileri göndermek üzerine kuran Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve bazı siyasetçilerin 'radikal' söylemleri Türk-Suriyeli çatışmasında ne kadar etkili Prof. Dr. Somer, "Makul, gerçekçi ve bilimsel çözümler ortaya konulmadığı sürece, üzücü ama bu tür radikal; toplumun korku, kaygı ve duygularını istismar eden siyasal söylemler ve eylemler ortaya çıkacaktır. Bu söylemler sorunun çözümüne hizmet etmediği gibi, insanların duygularını istismar etmekten öteye de geçmiyor. Bunu engellemenin bir yolu var mı Var. Acil, sorunun uluslararası boyutu da hesaba katılarak başta Suriye'ye yönelik olmak üzere dış ülkelerle risk ve maliyet paylaşımına yönelik, işleyen, barış odaklı, yeni politikalar üretilmeli. Hasmane söylemlerden kaçınılmalı. Sosyolojik ve ekonomik anlamda sonuç yaratacak politikalar üretebilir, bunu da toplumu ikna edecek şekilde anlatabilirsek sorun çözülür" önerisinde bulunuyor.ÜZERİNE GİDİLMEZSE KONTROL EDİLEMEZ BİR HALE DÖNÜŞÜRMülteci Hakları Savunucusu Hukukçu Abdulhalim Yılmaz, Esenyurt'taki saldırının bir benzerinin daha önce İkitelli'de, Bağcılar'da ve Ankara, İzmir gibi başka şehirlerde de yaşandığını, yani münferit bir olay olmadığını söylüyor. Mültecilere yönelik saldırıların cezasız kaldığını ve bu nedenle durumun daha da vahim hale geldiğini belirten Yılmaz, "Suriyeliler yerinden, yurdundan edilmiş, hayatlarını kurtarmak için Türkiye'ye sığınmış insanlar. Yeni bir hayat kurmaya çalışırken kendilerini daha büyük bir mağduriyet içinde buldular. Ne yazık ki kamuoyunda saldırılanlar suçlu, saldıranlar