ABD'de Kemal Bey'e "Bizımla deyılsın!" derlerse

Geçen haftanın en önemli açıklaması biliyorsunuz CHP Genel Başkanı'nın "Benimle misiniz değil misiniz, desteğinizi hissetmek istiyorum" diye özetlenebilir. Şöyle diyordu notlar hâlinde: Bazılarınızın sesi çıkmıyor. Bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini görüyorum. Artık karar verelim. Benimleyseniz benimle olduğunuzu da artık hissetmek istiyorum. Sırtımı artık size yaslayacağımı bilmek istiyorum. Ardından iki büyük şehrin belediye başkanı; Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş birer paylaşımda bulunarak "seninleyiz, yanındayız, arkandayız" dediler. Özgür Özel, Engin Özkoç, Engin Altay Triumvirası (Üçlü yönetim) da hiç beklemeden benzer açıklamayı paylaştılar. Ardından 135 milletvekilinden destek mesajları geldi. Kemal Kılıçdaroğlu kendisini yalnız hissediyorsa bunun sebebi nedir Tabii ki kazanamayacağına dair İyi Parti odaklarından estirilen hava. Alttan alta, sinsice yürütülen bu "siyaset" Kemal Kılıçdaroğlu'nu yalnız ve kendi partisi tarafından bile desteklenmeyen lider konumuna düşürmek üzerine kurulu. Kemal Bey bunu gördü ve gardını aldı, hepsi bu. Şimdi "Partisine güvenmeyen lider olur mu" diyenler var. Bence Kemal Bey partisine güvenmiyor değil, güvenmek istiyor. "Hissetmek istiyorum" derken söylemeye çalıştığı bu. Dahası Kılıçdaroğlu'nun bu çağrısı benim açımdan bir zaaf belirtisi değil. "Kazanamaz" diye estirilen havanın etkisi altında kalan tırsakları etrafında toplamaya yönelik bir çaba. Çünkü ülkemizde tüm siyasal partilerde "Kazanana oynayan" kumarbaz bir siyasetçi taifesi mevcut. ERDOĞAN YALNIZ KALMADI MI Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da geçmişte pek çok kez YALNIZLIĞINDAN söz ettiği için biliyoruz bunu. 17-25 Aralık FETÖ yargı darbesi sürecini hatırlayın. Estirilen o korkunç atmosferde kumpaslar havada uçuşurken en yakınlarını yanında göremedi Erdoğan. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi öncesini hatırlayın. AK Parti'nin 300'ü aşkın milletvekili, bakanları, danışmanları var ama büyük bölümünün "Geliyor gelmekte olan" çığlıkları atan FETÖ şerefsizlerinin korkusundan tırstıklarını, ortalarda görünmemeyi, FETÖ ile ilgili konuşmamayı kendilerine genel "prensip" belirlediklerini yakından gördük. Erdoğan sayesinde makam mevki sahibi olmuş tırsakların en kritik anda nasıl ortalardan kaybolduklarına, bazılarının "Ben aslında bu mevkideyim ama onlardan değilim" dediklerine şahit olduk. Erdoğan faiz konusunda da yalnızdı. Bu yüzden 3 Aralık 2016 tarihinde, darbe öncesi Haliç AVM açılışında yaptığı konuşmada "Yalnızlığımı biliyorum ama mücadelemi sürdüreceğim" demişti. Neyse, Kemal Kılıçdaroğlu'na dönelim. NE GELECEK Kİ KILIÇDAROĞLU'NUN BAŞINA Kılıçdaroğlu son hamlesiyle partisini kendi etrafında tahkim etmeyi başardı ama aynını Altılı Masa için söylemek zor görünüyor. Bu açıklamasının ardından hâliyle büyük ortak Meral Akşener'e çevrildi gözler. Elindeki Yavaş ve İmamoğlu kozlarını kaybeden Akşener fazla bekletmeden açıklamasını yaptı: Şunu söylemeliyim önce. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çok şeffafmış gibi görünen yüzünün karanlık bir tarafının olduğunu gördüğümden beri ondan hep yeni bombalar gelmesine bir gazeteci olarak kendimi hazır hissetsem de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener çoktan kulağı geçti. Bugünden geriye dönüp düne ve Akşener'in siyaset sergüzeştine bir göz attığımızda ne acayip zikzaklar çizdiğini, bakanlığı ya da milletvekilliği döneminde ne tür "uygulamalar"ın arkasında durduğunu, kimlerle iş birliği yaptığını ve perdenin arkasında