Kitap, güneş ve ben, bahtiyarım!

Hayattaki en büyük şanslarımdan biri 'okur olmak' bana göre. Kitapların dünyasında bir yolcu. İlk yoldaşım Cin Ali'den bu yana nice karakterle el ele aldım bu yolu. Hiç bilmediğim şehirlere gittim, okyanuslar aştım, 100 yıl yaşasam tanık olamayacağım olayların içinde buldum kendimi, sosyal medyada milyarlarca kişiyi takip etsem öğrenemeyeceğim 'insana dair' bilgilerim oldu, benzersiz Türkçe kreasyonları izledim, hayran kaldım Bu liste uzar gider. Bu nedenle de hep şanslı addettim kendimi. Okumanın meta'sı kitapla ilişkim de hep çok özel oldu. Evimin en güzel yerinde ağırladım onları, bir kitapçıya girdiğimde, dizildikleri raflardaki sırtlarını sevgiyle sıvazladım, kokularını içime içime çektim.Bir ömür boyu sürecek bir aşka düştüğümü ilişkimizin ilk yıllarında fark ettim. Bu ilişkinin üstüne titredim. "Yazmak" gibi de bir sürprizi oldu bana. Onun hikâyesi ise bambaşka. Ama şunu itiraf etmeliyim, okur kimliğimi yazar kimliğimden daha çok sevdim. Okur olmak daha kapsayıcıydı hep. Okumadan yazar da olunmuyordu zaten. Okumanın bana sunduğu güzel hayatı, yazarak başkalarına sunmaya çalışmaktı asıl derdim. Şimdilik dört kitaplık bir yol aldım. Yolda olmak her zamanki gibi çok güzel. Yeni bir kitap için yola revan olmak. İster yazar ister okur olarak; bildiğim en heyecan verici yolculuk.Okurlarımla buluşuyorumKitaplarla olan ilişkimin, en sevdiğim mekânlarından biri de kitap fuarlarıydı. İstanbul Kitap Fuarı'nın Taksim'de başlayıp Beylikdüzü'ne ulaşan hikâyesinde nice anı biriktirdim. Benim harikalar diyarım da kitap fuarlarıydı. Sevdiğim yazarları ilk kez kitap fuarlarında gördüm, imza kuyruklarında, az sonra göz göze gelecek olmanın telaşıyla saatlerce bekledim. Yayınevlerinin standları arasında, ayakta duramayacak hâle gelene dek gezdim. Hiç korkmadığım borçları, henüz üniversite yıllarındayken fuarlarda yaptım, senetlere imza atarken hiç elim titremedi. Hayattailk kez Yaşar Kemal kitapları dizisi için borçlandım. Son taksidini de ödedikten sonra yaşadığım mutluluğu hâlâ hatırlarım. Karlı kasımlarda ellerimde kitap dolu poşetler, İstiklal Caddesi'nde yürümenin zevkini de.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6866587;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6866587; taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarfiliz-aygunduzkitap-gunes-ve-ben-bahtiyarim-6866587' });İşte yine bir İstanbul Kitap Fuarı zamanı. Ben yine çok heyecanlıyım. Üstelik bu kez, iki yıllık pandemi arasından