Bir kitabın 30 yıllık arka planı

Yıl 1995. Yaş 24. Bugünkü Milliyet binasının dördüncü katındaki dergi grubunda, Duygu Asena'nın ekibinde çalışıyordum. Kim ve Negatif dergilerini hazırlıyorduk. İlki bir kadın dergisi, ikincisi kültür sanat. Her ikisine de yazıyordum. Genel yayın yönetmeni yardımcısı Serpil Gülgün kitap tanıtımlarını bana verdiğinde sevinçten havalara uçtum. Öyle arka kapak yazılarından devşirme tanıtımlar değildi yazdıklarım. Serpil'in öğrettiği gibi kitapları uzun uzun inceliyor, sayfaları arasında dolaşıyor, kısalı uzunlu okumalar yapıyordum. Bir masa dolusu kitap ve ortasında ben, ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Dergileri iki farklı ekip çıkarıyorduk ama herkes diğer yayına da yazılar veriyordu. Hiç farkında değildim ama müthiş bir gazetecilik deneyimiydi bu. Bir yandan Duygu Asena'nın katkılarıyla kadın olma bilincimiz gelişiyor diğer yanda sanat gazeteciliğini öğreniyorduk. Küçük dünyamın sınırları her gün biraz daha genişliyordu.Her iki ekipte de deneyimli gazeteciler vardı. İçimizde en küçüğümüz ise Ayşegül'dü. Henüz 20 yaşındaydı. İstanbul Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı öğrencisi. İki örgülü saçları omuzlarından dökülüyordu. Meg Ryan'a çok benziyordu. Ele avuca sığmayan genç bir kız. Çok komik, çok akıllı, çok bilgili. Sanatsever bir aileye doğmuş, ilkokula gitmeden müzelere gitmeye başlamış. Yaşının epey üstündeydi. O da her iki dergi için haberler, söyleşiler yapıyorsa da asıl ilgi alanı çağdaş sanattı. O sıralarda İstanbul Bienali'nin dördüncüsü düzenleniyordu ama bienal, küratör gibi kavramlara henüz çok yabancıydık. Ayşegül yüksek sesle bienal diyordu, küratör diyordu. Bienalin kavramsal çerçevesi "Paradoksal Bir Dünyada Sanatın Görünümü" diyordu. Küratör Rene Block diyordu. Bienalde gördüklerini anlatıyordu nefes nefese. Bir çağdaş sanat heyecanı sarıyordu ekipleri. Bunu 20 yaşında bir genç kız yapıyordu.Literatüre büyük bir katkıDuygu Hanım'ın dergileri kapatılınca her birimiz bir yerlere dağıldık. Ayşegül, Milliyet'te çalışmaya başladı. Ben Milliyet Sanat'ta. Çok iyi bir gazeteciydi Ayşegül, yaptığı her haber konuşulurdu. Köşe yazılarının takipçileri çoktu. 2000'den sonra serbest gazeteci olarak çalışmaya başladı. Master tezini "Türk Resminde Modernizme Rağmen Modern" konusunda yazdı. AICA Uluslararası Sanat Eleştirmenliği Derneği Türkiye şubesinin başkanlığını yaptı. Kültür sanat medya platformu sanatatak.com'u kurdu. Bütün bu süreçte arkadaşlığımız devam etti. Türlü sınamalardan geçip büyüdü, olgunlaştı. 20 yaşındaki o genç kızın, Türkiye'nin en saygın sanat yazarlarından birine dönüşmesine, genel yayın yönetmeni olduğu sanatatak.com ile nitelikli sanat yayını konusunda kazandığı başarıya, Türkiye sanat ortamına sağladığı katkıya yakından tanıklık ettim. Eminim 2006'da kaybettiğimiz Duygu Hanım da gurur duyarak izledi onu, öteki dünyanın feminist bir diyarından.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6844652;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6844652;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarfiliz-aygunduzbir-kitabin-30-yillik-arka-plani-6844652' });Ayşegül Sönmez'in