Vücudun alarm sistemi: Ağrı (1)

İnsan organizmasının iç ve dış kaynaklı sıkıntılara karşı geliştirdiği bir alarm ve yardım isteme duygusu olan ağrının, yerine ve şiddetine göre tıbbî yardım almada, yönlendirici rol almasının büyük önemi vardır.Bu bakımdan, bilhassa kritik bölgelerdeki akut ağrıları (aniden başlayan) kesmeye çalışmak, hayatî tehlikelere yol açabilir. Ağrı, doktor yardımına bir DÂVET MESAJI ve organizmanın alarm mekanizmasının güçlü sinyallerinden olduğu, yaptığı fonksiyonlarla anlaşılmaktadır. Vücudun değişik noktalarında, çeşitli sebeplerle meydana gelen ağrı hissinin algılanma merkezi, beyindeki merkezî sinir sisteminde yer alan ağrı merkezinin uyarılmasıyla aktif hale gelerek, çevreye yayılan sinir sisteminin (periferik sistem) etkilenmesiyle duyulmaktadır. Ağrı hissi geniş anlamda, vücudun kendi kendini koruma mekanizması olarak da anlaşılabilir. Bu sebeple, hissedilen ağrının önemsenmemesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Zira, ani hissedilen ağrılar, vücudun iç onarımı için harekete geçirilen alarm sistemi, size onarılması gereken bir problemin durumunu haber vermektedir. Vücudun belirli hassas noktalarında, ani gelişen şiddetli ağrılar tıbbî yardım ihtiyacı gerektirir. Uzun süreli ve aralıklarla tekrarlayan kronik ağrılarda "Bazen kesin istirahat, bütün tedavilerin temelini oluşturur. Bu, geriliminizi azaltıp genel ruh halinizin daha iyi olmasına da yardımcı olabilir. Burada en önemli nokta, pek çok terapist gerçekten deneyimli olsa da, alternatif tedavi uygulamaları, henüz geleneksel tıp kadar kontrol altında olmadığı için, seçmiş olduğunuz terapistin gerekli eğitim ve niteliklere sahip olup olmadığını araştırmak tamamen size kalmaktadır." 1 Modern hayat tarzı, günlük hayatımızda çok az hareket gerektirmektedir. Bu durum kasların ve eklemlerin sertleşmesine, dolaşım sistemi fonksiyonlarının daha yavaşlamasına sebep olmaktadır. Bunun önüne geçilebilmesi için, aksiyoner faaliyetlere yönelik programlanan vücudumuzun, düzenli egzersizlerle geliştirilebilmesine çalışılmalıdır. Bu şekilde hareketsizlik sonucu gelişen vücut ağrılarından da korunmuş olunacaktır. Yoğun stres yaşanan durumlar ve karamsar düşüncelerin arttığı zamanlarda, ağrılar şiddetlenerek dayanılmaz hal alabilir. Zira, "Birçok ağrının ana kaynağı strestir. Stres ve gerginlik, sadece düşünce yapınızı ve fizikî durumunuzu etkilemekle kalmaz, zaman içinde bağışıklık sisteminizi zayıflatıp, hastalıklara karşı savunmasız hale gelmenize sebep olabilir." 2 İnsanın ağrılara dayanma gücü, psikolojik durumu ile yakından ilgilidir. Çok zaman kendini iyi hissetmeyen ve psikolojik dengesi zayıf olan bir kişi ağrıyı, beden ve ruh sağlığı huzurlu olan birisine göre, daha yoğun bir şekilde yaşayabilir. Ağrıların hissedilmesi ise, geceleri daha çok yoğunluk ve şiddet kazanmaktadır. Hissedilen ağrılar, vücudun canlılığını korumak için dikkat çekici bir alarm sistemi sayılırken, hata ve günahların manevî ağırlığından arınmak için, keffaret-üzzünûba vesile olabileceği müjdesi de, rahatlatıcı ve sevindirici duyguları canlandırabilecektir. Ağrının bu olumlu değerlendirilmesinin yanında, ağrı eşiğinin üzerindeki derecelere yükseldiği âcil durumlarda, rahatlatıcı olarak yapılabilecek basit müdahalelerin, küçük rahatsızlıkları geçirmede büyük faydası olacaktır. Ağrılı bölgenin rahatlamasını sağlayacak, belirli hassas noktalara yapılabilecek dokunma ve masajlardan pratik olanları, huzura vesile olacakları düşüncesiyle, ilginize takdim edilecektir. İnsanların en çok etkilendikleri ağrıların en yaygın olanları, baş ağrılarıdır. Baş ağrıları çeşitli olmakla beraber, birçok hastalığın başlangıç veya sonucunda, gelişip artmaktadır. Baş ağrılarının durumu ve şiddeti, ağrı yerine göre farklılık gösterebilmektedir. Genel olarak "alın ya da şakaktaki ağrı, ense ve başın arkasındaki ağrı, tepedeki ya da genel baş ağrısı olmak üzere, üç kısma ayrılmaktadır. Alın ya da şakaktaki ağrıda: Aradığınız can noktası, bileğin iç tarafında, nabzın biraz daha yukarısındadır. Bu noktayı kesinlikle bulmak, biraz dikkat gerektirir. Sağ elinizi avucunuz açık olarak uzatın. Başparmağınız açık olsun. Sol elinizi çaprazlayıp, sağ elinizin başparmağına getirin. Son üç parmağınızla başparmağınızın kalın kökenine sıkıca sarılın.