Kur'an sofrasından tefekkür meyveleri -3

Tîn Suresi 1. Ayetinde:

"Yemin olsun tîn ve zeytûne" buyurularak yeminle anılan incir ve zeytin nimetlerini beyan ederken, Bediüzzaman Hazretleri "Cenab-ı Hak, tin (incir) ve zeytin ile kasem (yemin) vasıtasıyla, azamet-i kudretini ve kemâl-i rahmetini ve büyük nimetlerini ihtâr ederek, esfel-i sâfilin tarafına giden insanın yüzünü o taraftan çevirip, şükür ve fikir ve iman ve amel-i sâlih ile tâ a'lâ-yı illiyine kadar terakkiyât-ı ma'neviyeye mazhar olabilmesine işaret ediyor. Ni'metler içinde tîn ve zeytinin tahsisinin sebebi, o iki meyvenin çok mübârek ve nâfi (faydalı) olması ve hilkatlerinde (yaratılışlarında) da, medâr-ı dikkat ve ni'met çok şeyler bulunmasıdır. Çünkü, hayat-ı içtimaiye ve ticariye ve tenviriye (aydınlatma) ve gıda-i insaniye için zeytin en büyük bir esas teşkil ettiği gibi, incirin hilkati, zerre gibi bir çekirdekte koca incir ağacının cihazatını saklayıp derc etmek gibi bir harika mu'cize-i kudreti gösterdiği gibi, taamında, menfaatinde ve ekser meyvelere muhalif olarak devamında ve daha sair menafiindeki ni'met-i ilâhiyeyi kasem ile hatıra getiriyor. Buna mukabil, insanı iman ve amel-i sâlihe çıkarmak ve esfel-i sâfiline düşürmemek için bir ders veriyor" (1) diyerek mana-i harfî yoluyla zihinlere yön vermektedir.

En'am Suresi, Ayet 99 da: "Gökten yağmur yağdırarak o su ile yeryüzünde her çeşit yeşil bitkileri çıkaran Allah'tır. Biz o yeşilliklerden daneleri üst üste sıralanmış başaklar çıkarırız. HURMA ağacının tomurcuğundan da hurma salkımları, bağlarda ve bahçelerde salkım salkım üzümler, zeytinler ve narları çıkarırız. Her bir ağacın yeşil tomurcuğuna sonra da meyve verip olgunlaştığı zaman semeresine bir bak... Şüphesiz bütün bunlarda iman edenler için Allah'ın varlık ve birliğine kudret ve rahmetine işaret eden deliller vardır." buyurularak, inanacak insanlara mesajlar verilmektedir.

Abdülkadir GEYLÂNÎ (ks.) Hazretleri bu ayetin tefsirinde: "Ey ibret nazarı ile bakanlar! Meyvelere bir kere yeni çıktığında, lezzetsiz ve tatsız iken, yenilmez halde iken bakınız, bir de yavaş yavaş olgunlaşıp rengini ve kokusunu aldıklarında bakınız. Bütün bunlarda, bunları yapan, meydana getiren gerçek ve hikmet sahibi bir FAİLİN olduğuna işaret eden açık deliller vardır. Bu FAİL, bütün bunları hiçbir kişinin yardımı veya engellemesi olmadan yapmıştır. Bunları yapan bu yaratılanların her gelişimini, değişimini bilendir, her şeyden haberdar olandır. Onların kemâl derecesinden EKMEL mertebesine kademe kademe ermesini kararlaştıran ve yapandır. Her mertebeyi, ilk başladığındaki mertebeye dönüşünceye kadar adaletli bir şekilde, münasip ve uygun olarak hazırlayan O'dur" (2) buyurmuşlardır.