Hastalar Risalesi'ni Anlamaya Doğru: Yirmi Üçüncü Deva

"Ey kimsesiz garip, biçare hasta! () Senin Hâlık-ı Rahîm'ine iman ile intisabın ve O'nu tanıyıp hastalığın lisan-ı acziyle niyazın, elbette senin bu gurbetteki kimsesizlik hastalığını, her şeye bedel O'nun nazar-ı rahmetini sana celp eder. Madem O var, sana bakar; sana her şey var."Hastalık hali, yalnızlık, gurbet ve kimsesizlik durumlarında dayanılması güç hallere neden olmaktadır. Elem ve sıkıntılar içinde kıvranan böyle bir hastayı gören, etrafa ilgisiz katı kalpli bir kimse olsa dahi, bu tablo karşısında yumuşayacaktır. Akraba ve dostları olması durumunda, onların ilgi, sevgi ve merhametli davranışları daha fazla harekete geçecektir.. Hastalık ve musibetlere de iman penceresinden bakarak değerlendirdiğimizde, insanların hastalarla ilgili güzel davranışının, Cenab-ı Hakk'ın (cc) rahmet ve merhameti karşısında, ancak okyanusta bir damla bile olamayacağını müşahede etmekteyiz. İlâhî rahmetin garip, kimsesiz ve yalnız kalmış hastayı daha yoğun bir şekilde teselli ederek, sahipleneceğine kesin bir ümitle bağlanabilmeliyiz. Kur'an-ı Kerîm'de bütün surelerin başında yer alan Besmele'de, kendisini RAHMAN ve RAHÎM olarak tanıtan Zât- ı Zülcelâl-i vel ikrâm (cc), aciz ve kimsesiz kulunu yalnızlığa terk etmeyecektir. Zira, Cenab-ı Hakk'ın (cc) mesajı: "RAHMETİM GAZABIMI AŞMIŞTIR" fermanıdır. Cenab-ı Hak, O'nu tanıyan ve seven kullarını her zaman yardım ve rahmetiyle kuşatan bir KİMSESİZLER KİMSESİDİR. Yeri ve gökyüzünü ikiz misali yaratarak, çok sevdiği kainatın meyvesi olan insanın, hizmetine uygun bir hale getiren Cenab-ı Hakk (cc), zor anlar yaşayabilecek olan değerli insanı sahipsiz halde bırakmayacağı, Rahmet ve Rububiyetinin şanındandır. En önemlisi de, hastalanmadan önce: "Mahlukatından zararları ve belâları defeder, tehlikeye karşı kullarını korur, savunur, müdâfaa ve himaye eder. Cenab-ı Hak mahlukatını belâları defedebilecek organlar, silahlar ve cihâzat ile ve bunu kullanabilecek iç bilgi, iç güdü ve iç donanım ile birlikte yaşatır." (1) Aciz ve zayıf olan insana, desteklerini sonsuz lütuf ve keremiyle arttırarak, ilaçların ana kaynağı olan yeryüzünü, İlahî bir eczahane ve ŞİFAHANE halinde