Hastalar Risalesi'ni anlamaya doğru: Sırlı Altıncı Devam

"Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ıztırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsaydı ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgarları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı, ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım."Hastalık ve musibetlere imanın geniş dairesinden bakıp, değerlendiren Bediüzzaman Hazretleri (r.a.) fıtrî surette iki defa yazılan bu sırlı devada, dünyanın aldatıcı güzelliklerine dalarak, yaşayacağı kısa imtihan süresini gafletle ve gereken önemi vermeden geçirmesini engelleyen uyarıları, yalnız Müslümanları değil, bütün insanlık âlemini ilgilendiren en önemli bir problem olarak nazara vermektedir. Hastalıkların, aldatmaz ve hayatın gerçeklerini açıkça ilan eden nasihatçi ve uyarıcı sinyalleri organizmada hissettiren, ebedî âleme seyahatin habercileri ve keşif kolları olduğu, dokunaklı bir seslenişle hatırlatılmaktadır. İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti oyun, eğlence ve mal yığmak olmadığı, ebedî saadeti netice verecek, uygulamalı bir imtihan olduğu gerçeği, geniş çaplı hayat pratiğinde unutulmaktadır. Dünya hayatının daimî olmaması ve ölümsüzlük garantisi de verilmediğinden, karşılaşılan hastaların ibret alınarak değerlendirilmesiyle, tûl-i emel duygularına ve bitmeyen hayalî senaryolara son verilerek, hayatın gerçekleriyle ciddî anlamda yüzleşmeye ve mevcut problemlerin çözülmesiyle, huzurlu iman yoluna dönüş yapılarak, sırat-ı müstakim yönünde ilerlemeye ivme kazandıracaktır. Nefsin hiçbir otorite ve kontrol mekanizmaları tanımadan sorumsuzca, yuları boynuna sarılmış halde dünya bahçesinde başıboş, zaman geçirmeye bırakılan bir canlı olamayacağı, her akıl sahibinin kabul edeceği bir gerçektir. Nefis-iblis işbirliğinde ve özellikle de, zamanımızdaki aldatıcı ve azdırıcı bir çok faktörün baskıları sonucu, insanın manevî dünyasında ciddî problemler yaşandığından, aldatmayan dost bir uyarıcıya her zamandan daha çok muhtaçtır. İşte bu çok kritik noktada bulunan insana gönderilen gerçek dost ve nasihatçi arkadaş, nefsin hoşlanmadığı HASTALIK HALİDİR. Her anda gelebilecek olan ölüm gerçeği ile, aniden karşılaşılmadan önce, sağlık ve hayat nimetlerinin değerini anlatan hastalıkların, önceden gelmesi, gereksiz ve sıradan bir olay olmadığı unutulmamalıdır. Rahmetin yollarını açan bir anahtar olduğundan, insanı manevî sıkıntılardan arındırmak için gelen hastalıktan şikayet etmeye ve yoğun stres yaşamaya gerek olmadığı gibi, aynı zamanda hastalığa karşı direncimizi de azaltacağı