Hastalar Risalesi'ni Anlamaya Doğru: Sekizinci Deva

"Ey ahiretini düşünen hasta! Hastalık sabun gibi, günahların kirlerini yıkar, temizler. Hastalıklar keffaretüzzzünup olduğu hadis-i sahihle sabittir.Hem hadiste vardır ki: "Ermiş ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşer; imanlı bir hastanın titremesi de öyle günahları silker." Günah kirleriyle kararan kalbin derinliklerinde, ruh ve maneviyat dünyasında insanı yaşam boyu sıkıntı, üzüntü ve bunalımlara sürükleyen hastalıklara neden olabilmektedir. Çıkış ve kurtuluş yolları bulunmayan, depresyonlu yaşam çıkmazlarında perişan ederek, ebedî hayat yolculuğunu da geri dönüşü olmayan uçurumlara doğru yönlendirir. Bu hazin tükenişin önüne geçip, sağlıklı ve huzurlu sırat-ı müstakim yoluna dönüşü sağlayabilecek ve gaflet uykusundan uyandırıp, günah kirlerinden arındıracak, hastalık ve musibet sıkıntılarıdır. Kalbin iç aleminde biriken günah lekelerini, tevbe ve istiğfar ile birlikte yıkayan hastalıklar, sabun hükmündedir. İmanlı hastalara tanınan, günahlardan arınma güzelliği, ilahî kurtuluşun müjdesi olabilecek bir HEDİYE-İ RAHMAN'DIR. Ebedî hayat yolunda, en sıkıntılı ve daimî olan hastalıklar, günahlarla kararan kalp, ruh ve vicdanların sızladığı elemlerdir. Günahların korkunç ve çok hazin sonucundan kurtuluşun çarelerinden birisi de, hastalıklara karşı sabır, şükür, tevekkül ve istiğfar reçetesinin uygulanmasıdır. Bu reçetenin uygulanmasıyla, vücuda giriş yapan veya enfeksiyon şeklinde bulaşan geçici bir hastalık, elim ve hazin günahlarla yüklü manevî hastalıkların şifa ile sonlandırılacağı müjdelenmektedir. Bu arada, çaresiz ve dehşetli bir hastalıktan yani imansızlık hastalığının, idam-ı ebedî felaketine neden olduğu en büyük hüsran tablosundan söz edilmektedir. Esas feryad edilecek hastalık, İNANÇSIZLIK VİRÜSÜNÜN kalbin derinliğindeki iman çekirdeğine sızarak, bu hastalığın geniş kitlelere yayılarak, pandemiye dönüşmesidir. Allah'a iman ile alakasını kesenin kalp, ruh ve beynine yerleşen manevî yara ve hastalıklar, vücudun etkilendiği en ağır hastalık tablolarından, milyon defa daha fazla, elem ve ızdıraplara neden olacaktır. Psikolojik denge korkularla bozulduğundan, ölüm hadisesini ebedî yok oluş nedeni olarak düşündüğünden, bütün sevdiklerinden ayıran fizyolojik bir tükenişin, perişan eden ruhsal bir depremi niteliğinde hisseder. İnançsızlık elem ve yangını, ancak İMAN NURUYLA söndürülerek huzur, şifa ve kurtuluşa kavuşulabilir. Musibet ve hastalıklardan gelen elemlerin, imandan kaynaklanan manevî güçlenmenin etkisiyle hafifleyeceği, hatta sabır, şükür, tevekkül ve rıza hallerinin verdiği ruhanî bir sürurla dolu bir arınmanın hafifliğini