Ordu ekonomilerinde 'terörist ithalatı' dengesi

Dünya tarihinde savaşların -silah teknolojisindeki devrimler hariç- nitelik olarak en çok evrim geçirdiği dönem, 20. Yüzyıl'ın ikinci yarısı ile 21. Yüzyıl'ın ilk yarısıdır dersek mübalağa etmiş olmayız. Yirminci Yüzyıl'ın ilk yarısında iki büyük savaş gören dünyanın büyük güçleri, 1945'ten sonra yalnızca casuslar arası mücadelelerle sınırlı kalan Soğuk Savaş'ı icat etti. Soğuk Savaş sürecinde, tarafların nükleer güce sahip olmasından kaynaklanan dehşet dengesi, üçüncü bir büyük yıkımı engelledi. 21. Yüzyıl'ın hemen başında yaşanan 11 Eylül saldırılarından sonra Batı'nın, Birinci Körfez Savaşı'ndan antrenmanlı olduğu 'Savaşı düşman coğrafyasına yığma' stratejisi Afganistan ve Irak'ın işgalinde ziyadesiyle kullanıldı. Bu dönemden sonra savaşların evrimi hızlandı, öyle ki âdeta metamorfoz geçirmeye başladılar. 2011'de başlayan Suriye İç Savaşı sürecinde şahit olduğumuz bütün o hibrit yöntemler işte bu metamorfozun ürünüydü. Yabancı Terörist Savaşçılar, yani kısa adıyla YTS'ler başta olmak üzere... UKRAYNA YTS YUVASI HALİNE GELEBİLİR Bu hafta Üç Boyutlu Portre'de Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında zamanımızda harplerin geldiği noktayı YTS'ler boyutuyla ele almaya çalışacağım. Zira Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodomor Zelenski'nin ülkesine savaşmak üzere YTS'leri davetinden sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de Donbas bölgesinde YTS'lere yeşil ışık yaktığı yönünde haberler gördük. Ve bu haberler doğrulandı. Rusya Savunma Bakanı Şoygu, Donetsk ve Luhansk'a yardım etmek için Orta Doğu ülkelerinden 16 binden fazla gönüllünün gelmeye hazır olduğunu söyledi. Putin'in de Rus ordusuna, bu gönüllülerle savaş bölgelerinde buluşma talimatını verdiği belirtildi. Bu YTS'ler nereden gelecek Elbette YTS'lerin kaynağı haline gelen Orta Doğu'dan... Yani 'Ortodoks Doğu', aslında her daim düşman gördüğü YTS'leri Orta Doğu'dan ithal etmiş olacak. Burada işin paradoksal tarafı şu: Çeçen ve Doğu Türkistanlı savaşçılardan başlayarak tüm Suriye İdlib'i 'terörist' olarak gören Rusya değil miydi! Her ne kadar rejim ve ona bağlı paramiliter unsurlar gelecek olsa da bunların uluslararası terminolojideki adı 'terörist' değil mi! Bunlara Foreign Terrorist Fighters (Yabancı Terörist Savaşçılar) denilmiyor mu! Öyleyse Rusya, neden Suriye'de izlediğinin tam aksine bir strateji izliyor. Bunun tek açıklaması; Rus ordusunun yavaş ilerliyor olması ve Putin'in de, rakibi Zelenski'nin yöntemini kopyalama cihetine gitmesi. Ne var ki Putin'in kararı, Rusya'nın Orta Doğu'daki genel savaş stratejisiyle çelişiyor. Zaten Putin'in, Ukrayna'yı işgal girişiminin başladığı günden beri Suriye'deki taktiklerden farklı bir taktik izlediği sahada da görülüyor. Bölgeden gelen haberler, Rusya'nın Ukrayna'yı mümkün olduğunca az sivil kayıpla cerrahi müdahale ile dize getirmeye çalıştığını gösteriyor. O zaman Orta Doğu'dan gelecek YTS'lerin bölgede savaşmasında da bir beis yok! Oysa aynı Rusya, Suriye'de Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve Doğu Türkistan Kurtuluş Cephesi savaşçıları başta olmak üzere 'Yabancı Terörist Savaşçıları' yok etme stratejisi izliyor. Aslında savaş bölgelerine terörist ihracı, yeni bir yöntem değil. Daha önce Suriye coğrafyası başta olmak üzere pek çok bölgede denendi. Karabağ Savaşı sırasında da Ermenistan'ın PKK'dan terörist ithal ettiğini ilk bu köşede okudunuz, 21 Eylül 2020'de yayınlanan Ermenistan PKK'dan terörist ithal ediyor başlıklı yazıda... (Ayrıntılar için bkz: https:www.sabah.com.trgundem20200921ermenistan-pkkdan-terorist-ithal-ediyor) YTS, örgütlerde veya toplama ordularda para veya herhangi bir başka motivasyon karşılığında savaşan paramiliter kadroları ifade etmek için kullanılıyor. Bir başka deyişle o örgüt veya ordu içinde ideolojik bir gerekçeyle bulunmuyorlar ama faaliyet yürütüyorlar. Yüzde 95'i bundan bir 'iş gibi' para kazanıyor. Bir tür 'lejyoner terörist' olarak nitelendirebilirsiniz. YTS'ler bu özellikleriyle Vekâlet Savaşları'nın en önemli unsuru. VEKÂLET SAVAŞI UKRAYNA'NIN 'İŞİNE GELİR' Vekâlet Savaşları'nın, göreceli olarak daha zayıf ordulara