Ölü istihbaratlar canlı paralar

Sene 2002... Aylardan mart... Yalnızca babası değil, kendisi de yanlış biçimde gizli servis bağlantılı olarak görülmüş İngiliz yazar George Orwell'ın Paris ve Londra'da Beş Parasız adlı romanını yazarken gezindiği yerlerden biri olan Marble Arch'ta, hakikaten gizli servis bağlantılı bir başka İngiliz yazarla, Frederick Forsyth ile röportaj yapıyordum.
Konu, elbette istihbarattı. Röportajın bir yerinde Forstyh, spesifik olarak istihbaratekonomi ilişkisini ele alan bir cümle söyledi. "CIA, çok da başarılı bir servis değildir" dedi, "Bütçesi epey yüksek bir şirkettir."
İmdi... CIA mensupları CIA'e 'company' de derler. Tıpkı bizim bazı eski MİT mensuplarının Teşkilat'a 'Dükkân' demesi gibi... Company, İngilizce'de malum, şirket anlamına gelir. Ama Forsyth o konuşmamızda 'company'i, özel şirket manasında kullandı. Meseleyi soruyla derinleştirmeye bile gerek kalmadan kendi servisleri ile Amerikan servisi arasındaki bir mukayese ile söylediğini açtı: "MI6'in o kadar bütçesinin olması imkânsızdır mesela. CIA'in bütçesine sahip herhangi bir servis aynı başarıyı kaydeder."
İstihbaratta bütçenin önemli olduğunu, 2002 yılında, 27 yaşındayken de biliyordum elbette ama Forsyth'ın söyledikleri, her sene uyguladığım bir araştırma rutininin işaret fişeği oldu. 21 senedir, her yıl dünyanın belli başlı gizli servislerinin ya da ülkelerin servis topluluklarının bütçelerine bakarım.
Bu yazıda iki ülkenin istihbarat bütçesine bakacağız. Önce Amerikan istihbarat topluluğunun 2023 senesi için ayrılmış bütçesine resmi verilere dayanarak bir bakalım: Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'nün (DNI) açıklamasına göre ABD istihbarat topluluğunun 2023 yılı için öngörülen bütçesi 67,1 milyar dolar. Deli para... Tabii CIA'in yıllık bütçesinin, çatı kuruluş DNI'in toplam bütçesinin üçte birine karşılık geldiğini de not düşelim.
CIA VE MİT'İN BÜTÇESİ ARASINDAKİ FARK
Bir mukayese yapmak açısından Milli İstihbarat Teşkilatı'nın 2023 yılı için öngörülen bütçesine bakalım: Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı Fuat Oktay'ın açıklamasına göre 2022 yılı ödeneği 5 milyar 176 milyon 92 bin lira olan Milli İstihbarat Teşkilatı'na, 2023 yılı Bütçe Kanunu Teklifinde 7 milyar 729 milyon 120 bin lira ödenek tahsisi öngörüldü.
Yani Amerikan istihbaratı ile Türk istihbaratının bütçesi arasında en az 66 milyar dolarlık bir fark var. Bununla birlikte CIA'in; bilhassa son yedi yıldır, 2016'dan beri Suriye ve Irak'tan başlayarak bölgemizde MİT kadar başarılı işler yapamadığını da söylemeliyiz. İstihbarat evet, bütçe demektir; ama tek başına para ile bu iş yürümez. CIA başta olmak üzere Amerikan istihbarat ailesi kimi hedefleri için milyar dolarlar harcıyor ama bu hedeflere ulaşamıyor. Ulaşamasın da zaten, çünkü iyi niyetli hedefler değil bunlar. Bu emsal, stratejiden yoksun bir bütçenin kelimenin parasal anlamıyla kapitalistçe de kullanılamayacağının göstergesi.
Her bir ulus devletin istihbarat teşkilatı, kendi ülkesinin çıkarlarının peşinde elbette. Bunda şaşılacak bir şey yok. Ama kimi devletler, misal Amerika Birleşik Devletleri, ulus devletleri zayıflatan ve küresel sermayeye güç veren bir stratejiye yönelmiş durumda. Terör örgütlerini desteklemek, komşularımızda mikro devletçikler kurmaya çalışmak küresel sermayenin ekmeğine yağ sürecek bir strateji. Terör, bumerang gibi bir silahtır. Ve son olarak İsrail'in Gazze'deki sivil katliamlarıyla dünyanın maalesef yine, yeniden müşahede ettiği gibi yalnızca devletleşememiş örgütlere değil, kurulmuş devletlere de has bir şey terör.