Sırları çözen bir keşşaf

Kâinatta ahsen-i takvim üzerine yaratılan insan, akıl ve irade sahibi olmasıyla, diğer yaratılmışlardan üstün bir mertebeye sahiptir. Akıl, insana verilmiş en muhteşem latife, en büyük lütuf ve en kıymetli bir nimettir.Peygamberimiz (asm) "Allah akıldan daha yüce bir varlık yaratmamıştır. Hiç kimse kendisini hidayete götüren veya tehlikeden alıkoyan aklından daha faziletli bir şeye sahip değildir" buyurmuşlardır. İnsan aklıyla, siyah ve beyazı, doğru ve yanlışı, hak ve bâtılı, fayda ve zararı, hayır ve şeri birbirinden ayırır. Başarılarımıza, mücadelerimize, doğrularımıza, bilgimize, olgunluğumuza, irademize ve inançlarımıza aklımız vasıtasıyla sahip oluruz. Üstadımız Bediuzzaman hazretleri Risale-i Nur'da; aklı şuurdan ve histen süzülmüş şuurun bir özeti; insanın en kıymetli cihazı; nurânî bir cevher; kâinatın sırlarını açan bir anahtar; âlemde tecellî eden Allah'ın isim ve sıfatlarını inceleyen bir âlet; tabiattaki sırları çözen bir keşşaf; insanı sonsuz hayatın mutluluğuna hazırlayan Rabbânî bir mürşid, yol gösterici; delil üzere giden; insana yüksek maksatlar ve bâkî meyveler gösteren hikmetli bir hediye; zâtıyla maddeden mücerret (soyut), fiiliyle maddeyle ilgili bir cevher, şeklinde tanımlamıştır. Evet insan aklı vasıtasıyla, "Ben kimim Nereden geldim Nereye gidiyorum Bu dünyadaki vazifem nedir" sorularını aklı ile sorar ve bu soruların cevaplarına aklı ile ulaşır. İnsan aklı vesileyle mükellef ve muhatabdır. Akıl sahibi ve akıl sağlığı olmayan bir insan nasıl mükellef ve nasıl muhatap olabilir İnsanın aydınlığı, ışığı, pusulası ve hazînesi aklıdır. Aklı, düşüncenin, iradenin, olgunluğu temelidir. Hz. Aişe (Ra)'den nakledilen