Nerede hata yaptık

Tıbbiyede okuyan Enes'in hazin öyküsü hepimizi derinden etkiledi ve popüler kültürün seline kapılan çocuklarımızı koruyabilmek için alınabilecek önlemleri ve onlarla ilişkilerimizi neyin üzerine bina edeceğimizi güncel bilgiler ışığında tartıştık ve olayı farklı veçhelerden değerlendirmeye çalıştık. Nitekim Enes, binlerce gencin hayal ettiği bir alanda eğitim alıyordu ve babanın ifadesine göre ekonomik olarak iyi imkânlara sahipti. Peki, genç ne oldu da çıkmaz sokaklara sürüklenmişti Neyin yoksunluğunu yaşıyordu Enes Unutmayalım; otorite ile ilişkilerini korku üzerine kuran ve sevildiğini, değerli olduğunu hissetmeyen bir çocuk tıkandığında yardım istemekten kaçınır ve bütün direncini kaybeder. O nedenle anne babalar ve eğitimciler çocukları ile ilişkilerinde sevgiyi merkeze almalı ve onlara değerli olduklarını hissettirmelidirler. Anne babalar onlara şartlar ne olursa olsun sorunlarını açabilecekleri bir kapı bırakmalıdırlar. pushfn('ads'); Resulullah erişkinlerle, çocuklarla ve gençlerle ilişkilerinde sevgiyi merkeze almış ve muhatabına değerli olduğunu hissettirmiştir. O, Taif'te kendisine taşlarla saldıran gençlere dahi sesini yükseltmemiş, onlar için hayır duada bulunmuştur. Fakat ne acıdır ki başımızı arkamıza çevirdiğimizde şiddetin aileden, okullara, medreselere ve toplumun her kesimine ulaştığını görüyor ve irkiliyoruz Nitekim insanlarımızın algılarında şiddet, bir araç olarak yer edindi ve kimimiz kurslarda, kimimiz ailede, kimimiz okullarda şiddete maruz kaldık. Şiddet, sevginin yeşermediği kalplerde hayat buldu ve bedenimizden geçse de kalbimizde derin izler bıraktı. Şiddet, sevginin olmadığı her yerde vardı Küçük fırsatları değerlendirerek İslam'a ve inançlı kesime saldırmaya çalışan Kemalist kesim bilmelidirler ki bizler İslam karşıtı laik öğretmenlerin şiddetinden pay alarak büyüdük ve bunu gündeme dahi getirmedik, bu kişilerin icra ettiği mesleğe saygımızdan dolayı susmayı tercih ettik. Her fırsatta İslam'a saldıran ve kendisini Atatürkçü laik olarak tanımlayan öğretmenimin, sıra dayağını hak ettiniz deyip ellerimize balyoz gibi indirdiği tahta parçasını hiç unutmam Ellerimizin neden morardığını, neden şiddete maruz kaldığımızı soramaz ve susardık. Öğretmen, her sabah sınıfa gergin girer