Bir delinin nasihati

Virüsün, maskelerin ve sosyal mesafenin hayatımıza girmediği günlerden biriydi. Kış haşin yüzünü göstermiş ve üç gündür ara vermeden devam eden kar, şehri bütünüyle etki altına almıştı. İstanbul'da kar ekonomik düzeyi yüksek kesimler için doğal bir manzara keyfidir, diğerleri için ise çile, soğuk ve mahrumiyet Şafak vakti evlerinden çıkıp rızıklarını kazanabilmek için yola düşen insanlar, karın getirdiği meşakkatlerle başa çıkmaya çalışırlar. Hayatlarının çoğunu yollarda geçiren bu kimseler için kar, çilenin bir diğer adıdır. Saat sekizi vururken, yolların bir araya getirdiği insanlar, ortak bir noktada birleşmiş ağır ağır ilerliyorlardı. Kar gittikçe hızlanıyor ve akan insan seline her dakika bir kişi daha ekleniyordu. Kar rızık peşinde koşturan insanların yolculuğunu zahmete, meşakkate dönüştürmüştü. Az ötede altlarına aldıkları tahta parçaları ile kaymaya çalışan çocuklar ise insana her şeyi unutturuyor ve enerji veriyordu. pushfn('ads'); İşime vaktinde ulaşabilmek için kestirme bir yol bulup Eyüpsultan Mezarlığı'nın kıyısından yürümeye başladım. Birkaç metre ilerledikten sonra arka taraftan yükselen bir ses işittim. Bir adam akıcı bir üslupla konuşuyor ve konuştukça sesi dalgalanıyor, heyecanı artıyordu. Kulak verdim ve bu ermiş biri olmalı diye düşündüm Soğuğun iliklerimize kadar işlediği bir kış sabahı kim evinden çıkıp da insanlara nasihat edecekti Kendilerini dava insanı olarak gören ve kitleleri peşlerinde sürükleyen hocalarımız dahi konforlarından ödün vermezken kara kışta kim çıkıp insanlara vaaz edecekti Kar ağır ağır yağarken, adam şiirsel bir üslupla ortamın sessizliğini bozuyor ve şöyle diyordu: "Gençler! Anne-babalarınızdan ümidimi kestim ama sizlerden kesmedim ve kesmeyeceğim. Sözüm sizedir, zahmet edip dinleyin, tavsiyelerim işinize yarayacaktır emin olun Bir mevsimin daha sonuna geldik, vakit daralıyor, gün bitiyor ama farkında değilsiniz. Narkozdan uyanmış gibisiniz, dinliyorsunuz ama anlamıyor, anlamak istemiyorsunuz. Sizi aldatıyorlar Ateşten bir çukurun üzerine kurdukları o tehlikeli yolu size refah ve mutluluk diye sunup istikbalinizi köreltiyorlar. O yüzden bastığınız yeri göremiyorsunuz. Bastığınız toprağın yavaş yavaş kaydığının ve sizi ateşe doğru çektiğinin farkında değilsiniz. Gözlerinize perdeler inmiş ve ölümlü olduğunuzu unutturmuşlar size. Kulaklarınıza mühürler vurulmuş hemen yanı başınızda müezzin günde beş defa ezan okuyor, başınızı çevirip bu nedir, adam kime çağrı yapıyor demiyorsunuz. Müezzin sadece sizin dedelerinizi çağırmıyor, beni, seni, hepimizi çağırıyor. pushfn('ads'); Gençler! Size cazip gösterilen