Aynı Geminin Yolcusu Değil Miyiz

Ötekileştirme, insanın potansiyel olarak taşıdığı bir duygudur, terbiye edilmediğinde bireyleri bir arada tutan dinamikleri zayıflatarak, toplumun direncini kırar ve sükûneti ortadan kaldırır. Nitekim hakim ideoloji sömürgeleştirdiği toplumların faşist yanlarını besleyerek kaosa ve içsel çatışmalara sebebiyet verdi ve bu toplumlar üzerindeki hakimiyetini korumaya çalıştı. Yaslandığımız kaleler güçlüydü ve buradan düşmanın içeriye sızması mümkün değildi ancak biz kapımızı gönüllü olarak açtık ve bu güruhları cesaretlendirdik. Varoluşsal bütünlüğünü kavrayamamış ve sorumluluğunun ne olduğunu idrak edememiş bireylerin işgal ettikleri mevki, aldıkları eğitim ne olursa olsun ötekileştirici, dışlayıcı yaklaşımı kolayca benimsiyor ve şiddet odaklı bir dil kullanarak kaosa sebebiyet veriyorlar. Zira bu kişiler diğerleri ile ilişkilerini müşterekler üzerinden değil zıtlıklar üzerinden kuruyor ve ötekileştirdikleri kişileri dışlayarak toplumun dengesini bozuyorlar. Adalet ve merhamet duyguları gelişmeyen bu kişiler ötekileştirdikleri kişilere karşı son derece acımasız oluyor ve nefreti tetikleyecek bir yaklaşım sergiliyorlar. pushfn('ads'); Ötekileştirme, bir davranış bozukluğudur ve bu sorunu mevcut eğitim sistemi ya da sağlık kuruluşları ile çözmeniz mümkün değildir. Yani; işin içine maneviyatı katmadan bu kişilerin kalplerindeki merhameti harekete geçirip hak bilinci kazandıramazsınız. Nitekim dışlayıcı bir yaklaşıma sahip olan fertlerin adalet ve merhamet duyguları gelişmiyor ve bu kişiler diğerlerine karşı son derece acımasız oluyorlar. Bırakın ötekileştirdikleri kişilerin haklarına saygı göstermeyi onların varlıklarını dahi kabul edemiyor ve iğneleyici bir dil kullanarak şiddeti tetikliyorlar Geçtiğimiz gün büyük âlimlerimizden Mahmut Ustaosmanoğlu'nun rahatsızlığı için şifa dileklerinde bulunan İyi Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta'ya yönelen tepkilere göz atarken faşistlerin karakteri haline gelen nefret dilinin nelere mal olduğunu düşündüm ve bu üslubun bizi çağın çok gerisine ittiğini fark ettim. İnanç ve değerleri ne olursa olsun hattızatında insanız ve müşterek ihtiyaçlara sahibiz, dolayısıyla farklılıkları bir tarafa bırakıp, müştereklerde buluşabilir ve insani anlamda iletişim kurabiliriz. Zira bizler öteki ile ilişkilerinde hakkaniyetten zerre kadar taviz vermeyen bir medeniyetin çocuklarıyız. pushfn('ads'); İslam medeniyeti, bireylerin maddi ve manevi ihtiyaçlarını dikkate almış ve onlara adalet merkezli bir ilişki modeli sunmuştur. Zira ait olduğu inanç ya da etnik yapı ne olursa olsun insanın ölüm, hastalık, yaşlılık ve yoksulluk gibi sınavları var ve bu müşterekler bireyleri bir araya getiriyor. Atalarımız veciz ifadeleri ile ortak ihtiyaçlara vurgu yapıp, uzlaşıyı sağlamış ve farklılıklara saygı ile yaklaşmışlardır. Bilirsiniz, geleneğimizde ölen kişi kim olursa olsun ardından