Vizyon, Basit Siyaset ve Post-Truth

Hafta sonu, AKP ve CHP Genel Başkanları hemen hemen aynı anda, farklı yerlerde açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 70 kişiden oluşan uzman kadroyu açıklayarak Cumhuriyetimizin ilanı üzerinden yapılan hesapla Türkiye'nin ikinci yüzyılının vizyonunu açıklarken; Türkiye Yüzyılı diyerek partisinin vizyonunu geçtiğimiz ay açıklayan AKP Genel Başkanı Erdoğan da Şanlıurfa'da miting yaptı, gençlerle bir araya geldi ve açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu'nun bilim insanlarına söz vererek açıkladığı vizyon, Erdoğan tarafından eleştirildi. Bu eleştirinin ardında yatan anlayış farklılığı nereden geliyor, bir bakalım Basitleştirici siyaset AKP'nin bir ay önceki vizyon toplantısını hatırlayınız. Ne demişti Erdoğan "Her şeyiyle millî iradenin ürünü yeni bir Anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir. Bu yeni Anayasa; ülkemizin huzurunu güçlendirecek... Milletimizin refahını yükseltecek..." Bu nasıl olacak Onun cevabı yok. "Biz, her seçimde milletimizin karşısına, herkesi kendine hayran bırakan dev projelerle çıkmış bir siyasi kadroyuz. Bu çerçevede Kanal İstanbul projesi, Türkiye Yüzyılımızdaki sözlerimizden biri olarak hedeflerimiz arasındaki yerini korumaktadır." Tamamlanabilirse parmakla gösterilebilecek, somut bir mega proje de tamam. Açık ve herkesçe anlaşılır bir vaat. "Türkiye Yüzyılını, ak saçlı büyüklerimizin, gönül coğrafyamızdaki dostlarımızın, el uzattığımız mazlumların dualarıyla yükselteceğiz." Görüldüğü üzere, iktidar için, sorunları çözmek bu basit ve kolay. Bir anayasa yapılacak ve ülke huzura erecek; Kanal İstanbul yapılacak, herkes bu projeye hayran olacak Dualarla, iyi dileklerle de umut aşılayan bu yaklaşımda, önce sorunlar, sonra çözümler, sonra da siyaset basitleştiriliyor. Kılıçdaroğlu'nun vizyon toplantısını eleştirirken de Erdoğan aynen şöyle diyor: "Bugün Bay Kemal güya zihinde ne var ne yok bunları anlatıyormuş. Elin birilerini toparlamış etmiş, uyuyanlar mı ararsın. Bunun yanında ne dediği anlaşılmayan sözler mi ararsın. Biz dedik ki Şanlıurfa'da zihin devrimi yapacağız. Ve bugün yaptık ve açıkladık." Bu kadar basit (miş gibi!). Post-Truth Biz ve onlar olarak yapılan ayrımla yürütülen siyasetle, tüm meseleler de iyi-kötü ayrımına indirgeniyor ve bu açıdan hiç de karmaşık olmayan söylemlerle siyaset basitleştiriliyor. Bunun için en etkili yol, rasyonel analizler yapmak yerine, seçmenin duygularına hitap etmekte bulunuyor.