İmamoğlu ve Siyaset Yasağı (2)

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun YSK'ya hakaretten yargılandığı dava hakkında akla gelen soruları cevaplamaya devam edelim Öncelikle Dava sırasında Kartal Kaymakamı tarafından Neyzen Tevfik Meydanı dışındaki tüm açık alanlarında 1 gün süreyle toplanma yasağı getirilmesi bir başka hak ihlali doğurmadı mı 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun "Toplantının ertelenmesi veya bazı hâllerde yasaklanması" başlığını taşıyan 17'nci maddesi uyarınca "Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir". İmamoğlu davasında ise, böyle bir tehlike olmaksızın, muhalif bir siyasetçiye destek verilmemesi veyahut verilen desteğin ne denli büyük olduğunun açığa çıkmaması için engelleme yapıldığı aşikârdır. Oysa, demokrasi, farklı düşüncelerin ifade edilmesi yanında korunması ve yayılmasına da imkân veren sistemdir ve toplanma hürriyeti, siyasi saiklerle engellenemez. Böyle bir dava açılmışsa, sonucunda ceza çıkması şaşırtıcı olur mu Pazar günü, yazının sonunda şaşırtıcı olanın böyle bir davanın açılması olduğunu yazmıştım. Bu sebeple dava açılarak, ülkenin önde gelen siyasi figürlerinden biri yargı ile tehdit altında bırakılıyorsa, olmaz dediklerimizin olduğu şu dönemde İmamoğlu'na da ceza çıkması şaşırtıcı olmaz. Ancak böyle bir ceza, hukuki dayanaktan yoksun bir ceza olacaktır. TCK madde 53'e göre, yani kasti olarak işlenmiş suçlardan ceza alınması halinde yasaklanan haklar İmamoğlu'nu nasıl etkiler Bu nokta önemli. İmamoğlu için söz konusu cezanın kesinleşmesi halinde, savcı talebi olmaksızın, cezanın infaz edilmeye başlandığı andan itibaren TCK m.531a gereği, İmamoğlu siyasi yasaklı kapsamına doğrudan girmektedir. Zira, kasti bir suçtan hapis cezası alınması, hem kamu görevi üstlenmekten yoksun kalması hem de seçilme yeterliliğinin ortadan kalkması anlamını taşımaktadır. Yani, hapis hükmü sonucunda bu yoksunluklar otomatik olarak doğmaktadır. Bu da Belediye Başkanlığı görevini istihdam edemeyeceği