Ölümlerden "ölüm beğenen" Türkiye!

Olmakta olanın ne olduğu üzerine konuşmanın giderek imkansızlaştığı, her türlü şiddet haberinin tekrar tekrar döndürüldüğü, tıklanma uğruna haber sitelerinin her türlü duyarlılığı parantez içine aldığı bir vasatta yaşıyoruz. Takipçi arttırmak için her türlü kabalığı ve şiddeti kendine hak gören "takipçi kasma kabilesi" ile başımız ciddi olarak dertte. Her türlü cinayet, intihar haberi, haberin veriliş tarz ve muhtevasının etkisi hiç düşünülmeden pimi çekilmiş bomba gibi servis ediliyor.Nitekim Türkiye Psikiyatri Derneği 5 Ocak 2022 tarihinde twitter hesabından şu uyarıda bulundu: "İntihar sonucu kaybettiğimiz kişilerle ilgili haber yapan tüm medya organlarını duyarlı olmaya, kullanılan haber dilini gözden geçirmeye davet ediyoruz."Uyarı, derneğin beklentilerinin aksine sosyal medyada pek de paylaşılmadı. Ama bu uyarıdan birkaç gün sonra gelen intihar tam da yapmayın denileni şevkle yapan bir dil üzerinden haberleştirildi. Müntehirin kimliği, intihar ettiği mekan, "elverişli öfke" için uygun bulundu.Türkiye kamuoyu "ölümlerden ölüm beğenen" patolojik tutumunu bu defa Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara'nın intiharı üzerinden tecimselleştirdi. Enes Kara, hayatına neden kıydığını anlatan bir video bırakarak ölümün karanlığına adım attı.Enes Kara'nın ölümünü, ardında bıraktığı mesajı ve bu mesaj üzerine kendi ideolojik öngörüsünü yükleyenleri ciddiyetle konuşalım. Ama önce, ilk gençlik yıllarından itibaren hayatını kendi eliyle sonlandırmamak için mücadele etmiş, bu mücadeleyi birlikte yürüttükleri en yakın arkadaşının, hayatının en başarılı olduğu dönemde hayatını noktalayışına tanık olmuş ve intihar üzerine bilimsel çalışmalar yapmış olan Kay Jamisson'un Erken Çöken Karanlık kitabından bir alıntı yapmak istiyorum:"Tarih kendi kural ve yargıları içinde, en azından intiharın karmaşıklık derecesine ışık tuttu. Benlik aleyhine yapılan bir eylem olan intiharın, diğerlerinin yaşamı üstünde de yıkıcı etkisi vardır. İntihar genci öldürdüğünde akıl almaz, yaşlıyı öldürdüğünde korkunç, sağlıklı ya da başarılılarda açıklanamaz, hasta ya da başarısızlar söz konusu olduğunda ise çok kolay mazeret bulunabilen bir olgudur. İntihar hakkında ne basit teoriler vardır ne de önceden tahmin edilmeye yarayan değişmez algoritmalar; kesin olan şu ki şimdiye kadar hiç kimse o korkunç olaydan sonra geride kalanların acılarını dindirecek ya da sinirlerini yatıştıracak bir yol bulamamıştır. Öldüren bilmediklerimizdir." (Kay Redfield Jamison, Erken Çöken Karanlık, s.32)Bu alıntıda dikkat çeken husus, intihar edenin kimliğinin intihar hakkındaki konuşmamızın niteliğini değiştirmesi. "İntihar genci öldürdüğünde akıl almaz, yaşlıyı öldürdüğünde korkunç." Hasta ya da başarısızlar için ölüm sebebine kolay mazeret bulunduğuna dikkat çekiyor Jamison ve "öldüren bilmediklerimizdir" diyor.BİLMEDİKLERİMİZ. Dolayısıyla Enes Kara'yı ölüme sürükleyen sebep, "başarısızlık", "aidiyetsizlik" ya da "iman kaybı"dır demek o kadar kolay söylenebilecek bir şey değil. Her intihar, geride kalanların asla anlayamayacağı kadar bilinmezlerle dolu çok boyutlu bir muammadır. Toplumsal baskılar, ailevi iletişimsizlik, biyolojik ve psikolojik sıkıntılar, genetik yatkınlık, akran etkileşimi, alkol ve madde bağımlılığı, zamanın ruhu...İntiharın sebepleri asla tek boyutlu değildir ama müntehirin ardında bıraktığı mesaj, onun geride kalanlarla kurmak istediği son diyalogdur. Enes ardında bıraktığı video ile giderayak kendi haleti ruhiyesini taşıyan yüzlerce gencin hislerine tercüman olma girişiminde bulunuyor. Özellikle kız kardeşleri için. Oysa onun ölümü en çok ailesine yük olacak.Enes "Ben yaşama sevincimi kaybettim, ben gittikten sonra belki sesimi duyarsınız, benim sesim, sesini henüz duyuramamışları anlamanız için size gönlünüzü ve kulağınızı temizleme imkanı sunar" demek istedi ardında bıraktığı video ile...Sunardı belki. Niyetimiz olsaydı. Niyetimiz var mıGenç ölümleri, gençlerin umutsuzluğu, Türkiye'nin meselesi olmaktan, hepimizin mesuliyeti olmaktan hızla çıkarılarak biz ve onlar ayrımına hapsedildi ve Enes Kara'nın sesi bastırıldı. Enes Kara'nın hayatına kıydığı umutsuzluk atmosferini konuşmak yerine Enes Kara'nın cemaat yurdunda zorlandığı hususları anlattığı cümlelere odaklanılarak "Cemaat yurtları kapatılsın!" kampanyası başlatıldı.Her türlü sosyal ve siyasi konuda çocuksu bir tavır ile menekşe mendilim düşe bizden size kim düşe oyununu oynayan "sosyal ve siyasi aktörler", her zaman olduğu gibi ortaya bir ip gererek gücünü test etti. İpin sol ucunu tutanlar olayın sorumlusu tarikat ve cemaatlerdir deyip derhal kapatılmasını istedi. İpin sağ ucunu tutanlar, çocuklarımız ateist oluyor, ateist oldukları için intihar