İnsan, hayatı boyunca merak eder, dinler, izler, okur, araştırır ve yaşamı anlamlandırmak için sürekli öğrenir. İnsanın beslendiği kaynaklar, sosyal çevresi ve iletişim halinde olduğu herkes ve her şey önemlidir, zira insan bu üç alanın ortalamasıdır. Aslında biz, kendimiz değiliz, bizi yetiştiren, besleyen, büyüten kaynakların bir ortalamasıyız. Onun için Kur'an ve sünnetin karşısına çıkanların sahip oldukları zihin dünyalarının kimlerin ve nelerin ürünü olduğu çok önemli. Kimse İslâm'ı kabul etmek zorunda değil ama kabul edenler de İslâm'ı öğrenip, bilerek ve bilinçli bir şekilde yaşamalı. "Ben hem Müslüman'ım hem de şunlar kafama yatmıyor, bu zamanda öyle değil de şöyle olsun" diyemezsiniz. İslâm dini, Rabbimiz tarafından gönderilmiş ve kıyamete kadar varlığını sürdürecek son Hak dindir, mükemmeldir. İslâm dini ile din kemale ermiş ve nokta konulmuştur. Bundan sonra İslâm dinine daha iyi olacak zannı ile dahi olsa bir şey eklenemez ya da çıkarılamaz. Bir takım sahte ya da sanal fikirlerin ardından giderek, bazı kaygılarla farklı bir yaşam şekli benimseyerek, dünyalık çıkar ya da gündelik hesaplara takılarak İslâm dini kâmil manada yaşanamaz. Müslüman, İslâm'ın ortaya koyduğu kurallar doğrultusunda orta yol ehli olmak zorundadır. pushfn('ads'); İslâm dininin bir kısmı tamamı değildir. Yani, İslâm dininin bir kısmını yaşamak ve hatta zerresi dahi olsa bir kısmına itiraz etmek, İslâm'ı yaşamak değildir. Bu durum daha çok "işime geldiği gibi yaşarım, işime geldiği gibi kullanırım" anlamına gelmektedir. Bu ve buna benzer temel kaideler birçok eserde asırlar boyu konu edilmiştir. İyi niyetli her insan başta Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin (S.A.V.) sünneti olmak üzere ihtiyaç olan bilgiye her türlü ulaşabilir. Hele yaşadığımız dönemde çok daha hızlı ve kolay ulaşma imkânları bulunmaktadır. İşte tam da bu noktada, bilginin aslında bir hiç olduğunu, asıl olanın farkındalık ve bilinç olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Hele hele eğer İslâm gibi, sadece bireyi ve yaşadığınız toplumu değil, bütün insanlığı konu edinmiş bir dini konuşurken farkındalık ve bilinç her zamankinden çok daha fazla ön plana çıkmaktadır. İslâm dini, sohbet ve zikir halkalarından, kılık kıyafet ve başörtüsünden, namazdan, zekâttan, oruçtan bahseder ama asıl hedefi bütün insanlığın huzur ve barış içerisinde yaşamasıdır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: "İnsanların en hayırlısı, insanlığa