Tatildeyim

Neredeyse 1 aydır Güney Fransa'dayım. Arada Kuzey İspanya'ya da gidip geliyorum. Müdavim okurlar biliyor zaten yazılarımı buradan yazdığımı. Pek çoğu "Boş ver Türkiye'yi. Biraz oraları yaz" diyor. Her seferinde oturuyorum yazmaya ama aklım Türkiye'de olduğu için memleket meselelerini yazmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Ama bu kez kararlıyım. "Buraları" yazacağım. SICAAAAAK Belki farkındasınızdır, genelde tatil için Haziran ayını tercih ederim. Ortalık fazla sıcak olmadan, kavrularak tatil yapmamak için. Hemen her yıl geldiğim bu bölge ise zaten okyanus kıyısı olduğu için özellikle Haziran aylarında şahanedir. Sıcaklık 23-24 dereceler civarında olur. Okyanustan tatlı bir esinti gelir. Zaman zaman hafif yağmur geçişleri. Ama arada denize falan da girebilirsiniz. Fakat bu yıl hiç de öyle olmuyor. Belki okumuşsunuzdur, Fransa korkunç bir sıcak hava dalgasının etkisinde bir haftadır. Sürekli olarak evden çıkmayın, yaşlılar dikkat etsin, sıcakta kalmayın gibi duyurular yapılıyor, hükümet önlem alıp duruyor. Dün benim "serin" tatil bölgemde Fransa tarihinin ve haliyle kentin sıcaklık rekoru kırıldı. 42,9 derece ile fırına girmiş gibiydik. Haliyle ülkede genel bir panik havası. Küresel ısınma ile ilgili makaleler. Sonra gece birdenbire 21 dereceye düştü ısı. Bugün de 25-26 derecelerde seyrediyor. Anlayacağınız dünyayı delirtmişiz. MACRON AZINLIKTA Fransa'da seçimler de tamamlandı bu arada. Macron, Milli Meclis'te çoğunluğu elde edemedi. Asıl büyük şok ise aşırı milliyetçi Marine LePen'in beklenenden hayli fazla milletvekili çıkarması oldu. Tabii bunlar bizi pek ilgilendiren konular değil, haklısınız. HER YER HALK PLAJI Sıcaklar nedeniyle iki gündür plajlar oldukça boş. Fransa'nın bu kesiminde Akdeniz kıyısındaki Cannes veya Nice ya da St Tropez gibi kentlerin aksine plajlar tamamen halka açık. Gerçi onların Alpes Maritime dediği Akdeniz kıyısında, Cote D'Azur'de de parasız halk plajları var ama Pyrenees Atlantique ya da Aquitaine denilen bu bölgede tüm plajlar halka açık ve beleş. Öyle ki, Biarritz'de Hotel de Palais diye bir otel var. Tam sahilde. Fransa'nın en pahalı otellerinden biri. 153 odası olan bir otel. Biarritz belediyesine ait olan ve Hyatt tarafından işletilen bu otele bile kumsalda yer vermemişler. Otelin Rolls Royce ve Ferrarilerle gelen ve en basit odaya gecelik 1500 Euro ödeyen müşterileri de denize otelin baktığı Grand Plaj adlı halk plajından girmek zorunda. Grand Plaj dediğim yer hakikaten Grand. Uzunluğu 3 kilometreden fazla. Genişliği ise gelgit durumuna göre 200 ile 400 metre arası. Kentin en zengini de, en fakiri de bu plajda birlikte denize giriyor, plaj havlularının üzerinde piknik yapıyor. Yıllardır tek bir çöp, tek bir izmarit bile görmediğim plajda ilk kez dün bir izmarit gördüm. İlginçtir ama onu da plajda Arapça konuşan bir aile atmıştı ve zaten koca plaja plastik sandalyeler getiren tek grup onlardı. HA BABAM GEZ 20 günde epey gezmişim buralarda. Birkaç kez İspanya'ya gitmenin yanı sıra Fransa'da da oradan oraya dolaşıyorum. 20 günde 3 bin kilometre falan yol yapmışım. Hem İspanya tarafında hem de Fransa'da hızlı yollar paralı yollar. Ama diğer yollar da gayet iyi. Yol fiyatları Türkiye'ye oranla daha ucuz gibi. Akaryakıt ise bir tık daha pahalı. Dağıtım şirketine bağlı olarak İspanya'da 2,2 Euro'ya, Fransa'da 2,4 Euro'ya kadar çıkıyor fiyat. En pahalı şey ise otopark. Yola park ederseniz saati 1,2 Euro. Yer altlarındaki kapalı otoparklara park ederseniz semtine göre saati 1,9 Euro'ya kadar çıkıyor. ELEKTRİKLİ ARTMIŞ Tüm kapalı otoparklarda elektrikli araçlar için özel bölümler yapılmış çoktan. Yollarda ise tek tük şarj istasyonuna sahip park yeri var. Elektrikli araç sayısı ise çok artmış. Kabaca bir tahminle araçların yüzde 5'inin yeni model araçların ise en az yüzde 10'nun elektrikli ya da hybrid olduğunu söylemek mümkün. Elektrikli araçların büyük bölümü Mercedes ve KİA. Onları Porsche takip ediyor. Tek tük Renault. Epey de Çin malı elektrikli otomobil görüyorum ama markalarını tanıyamıyorum. Bu arada itiraf etmeliyim ki, KİA'nin elektrikli araçları çok güzel. Bizim TOGG'a rakip olabilecek bir modeli var ki bayıldım. Niye bunları Türkiye pazarına getirmezler anlamadım. Ayıp. Otomobil fiyatlarının Türkiye'den çok daha ucuz olduğunu söylememe herhalde gerek yok. Özellikle lüks segmentte fark dehşet verici soyutlara ulaşıyor. Türkiye'de 400 bin Euro civarında